Dahiliye ve Psikiyatri; 2004;(6):7-46
Kanserde Anksiyete Bozuklukları ve Depresyon
HE Mete
Ege Ü. Tıp Fak. Psikiyatri AD, İzmir
Kanserin ruhsal boyutları toplumun hastalığa yansıyan korkularından etkilenir. Kansere eşlik eden ruhsal durumun iki temel bileşeni ölümlü olmak ve bedenimizin ne kadar kırılgan olduğunu kaçınılmaz biçimde fark etmektir. Yalnızlık, terk edilme, çaresizlik ve hayatın dışına itilme korkuları canlanır. Bu korkuların tümüyle asılsız olduğunu söylemek mümkün değil. Kanserle savaş derneklerinin ve sağlık kurumlarının tüm eğitim çabalarına karşın kanser evde, işte ve sosyal yaşamda kişileri işaretlemeyi sürdürüyor. Bazen gizli ya da açık bulaşma korkularından kaynaklanan araya mesafe koyma, bazen de meraklı bir ilgi gösterme ile ifade bulan bir biçimde. Kanserle ilgili mitlerin bir diğer kaynağı da hastalık nedenleri ile ilgili varsayımlar. Kötü bir gen, kötü yiyecekler gibi kısmen bilimsel kaynaklara dayananlardan kötü akrabalar, kötü düşünceler, kem bakış gibi daha keyfi çıkarsamalara uzanan bir yelpazede değişen açıklamalar yapılır. Bu açıklamaların arkasında genellikle kötülük görme ya da kötü olduğu için cezalandırılma temaları bulunur.
Ülkemizde, kanserin nasıl karşılandığı, uyum mekanizmaları, kanserli hastalarla çalışan sağlık personelinin bu konuda neler düşündüğü, ruhsal bozuklukların sıklığı, sağaltımı sürdürme oranlarına yönelik ekibimizce yapılan bazı araştırmalarda, Batı kaynaklı çalışmalardan farklı özellikler gözledik. Greer ve arkadaşlarının kansere uyum mekanizmaları sınıflamasından yararlanarak yaptığımız bir çalışmada, hastalarımızda en sık görülen uyum mekanizması kaderci kabullenim olarak gözlendi. Uyum sorunları bazen psikiyatrik bir bozukluk şiddetine ulaşabilir, sağlığı yitirme elemi ve ölüme ilişkin olağan kaygı klinik düzeyde depresyona ulaşabilir. En sık görülen psikiyatrik sorunlar uyum bozukluğu ve depresyondur. Anksiyete bir belirti olarak ya da bir bozukluk olarak görülebilir. Tedavilerinde ilaç ve terapötik yaklaşımların birlikteliği yararlı olur. İlaç kullanımı, ilaç etkileşimleri hastanın genel durumu, seçilecek ilacın yan etkileri açısından çok önemlidir ve birçok etmen göz önünde bulundurularak düzenlenmelidir.
Gelecekte okula ve işe dönen kanser hastaları artacaktır, ölümle yaşam arasındaki sınırdan geçen, dramatik tedaviler uygulanan, beden imgesi, rol işlevleri değişen, gelecekle ilgili seçenekleri daralan hastaların özel danışmanlıklara gereksinimleri olacaktır. Yeti yitimi olan hastaların yeni yaşam biçimlerine uyumlandırılması bir başka gereksinim alanıdır. Toplumsal olarak hastalara iyi bakımın yanı sıra uzun yaşayan ve iyileşen hastalara da hazırlıklı olmalı ve hastalıkta ve iyileştikten sonra tedaviyi kolaylaştıracak, destekleri artıracak sosyal ve tıbbi düzenlemeler yapmalıyız..