Nöropsikiyatri Arşivi; 2023;60(4):370-375
COVID-19 Pandemisinin Çok Erken Döneminde Ruh Sağlığı Destek Hattına Başvuran Sağlık Çalışanlarının Klinik Özellikleri
EA Yıldırım , A S Tabakcı , M Hacıoğlu Yıldırım , S Umut Kılınç,G Karabacak Sağman
Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul
Amaç: Çalışmamızda koronavirüs hastalığı 2019 (COVID-19) pandemisine
bağlı erken dönem yardım ihtiyacı duyan sağlık çalışanlarının ruhsal
etkilenme profilleri ve klinik bulgularının incelenmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Bu çalışmada COVID-19 pandemisinin ilk 10 gününde çevrim
içi psikososyal destek hattına yardım almak için başvuran ve en az bir kez
30 dakika görüntülü görüşme yapılan ve COVID-19’a göre yapılandırılmış
psikolojik ilk yardım uygulanan ardışık 130 sağlık çalışanı ile yapılan
görüşmeler retrospektif olarak incelenmiştir. İlk görüşmedeki ruhsal
durum şiddeti ve tekrarlı görüşmelerde seyir klinik global değerlendirme
ölçeği (CGI) ile değerlendirilmiştir.
Bulgular: Sonuçlarımızda başvurularda %90,4 ile kadın ağırlığının
olduğu, başvuranlardan %50,4’ünün hemşire, %34,4’ünün doktor
olduğu, çalışma pozisyonu olarak ön safta çalışanların %68,8 oranında
olduğu, buna karşın çalışma pozisyonu arka safta olanlarda geçmişte
psikiyatrik başvuru ve korku şikâyetinin anlamlı derecede yüksek
olduğu saptanmıştır. En yoğun kaygı oluşturduğu bildirilen üç durum
sırasıyla bulaşma 83 (%66,4) kişi, bulaştırma 72 (%57,6) kişi, yakınlarının
zarar görmesi 20 (%16,0) kişi tarafından bildirilmiştir. Başvuranların
semptomları değerlendirildiğinde endişe 107 (%85,6), huzursuzluk
80 (%64,0), korku 72 (%57,6) ve uykusuzluk 68 (%54,4) kişi tarafından
en sık şikâyetler olarak bildirilmiştir. İkinci görüşme gerçekleştirilen 46
(%36,8) kişiden 43 kişinin stresi yönetebildiği ve 33 kişinin yakınmalarının
şiddetinin azaldığı saptanmıştır.
Sonuç: COVID-19 pandemisi erken dönemde sağlık çalışanlarını
anksiyete ve insomnia belirtileri açısından yüksek oranda etkilemiştir ve
geçmişte ruhsal rahatsızlığı olanlar erken dönemde çalışma konumundan
bağımsız olarak semptom oluşturması bakımından incinebilir bir grup
olarak düşünülebilir.
Clinical Characteristics of Healthcare Workers Attended to a Mental Health Support Line inthe Very Early Phase of COVID-19 Pandemic
Introduction: This study aimed to analyze and report findings from the
sessions conducted with healthcare workers during the early phase of
COVID-19 pandemic.
Methods: The study sample consisted of 130 healthcare workers who
have consecutively reached out to nationwide psychosocial support line
within the first ten days of COVID-19 pandemic and had a 30-minute
video session, received psychological first aid and were evaluated using
a socio-demographic data form. Mental state severity and progress were
assessed using clinical global impressions (CGI) at the first and follow-up
interviews.
Results: Among the applicants 90.4% were female, 50.4% were nurses,
34.4% were doctors, 68.8% were frontline workers, whereas second-line
healthcare workers had significantly higher rates of psychiatric illness
history. Contracting the virus (n=83, 66.4%), infecting others (n=72,
57.6%) were the situations that caused the highest level of anxiety.
Most common psychiatric complaints were anxiety (n=107, 85.6%),
restlessness (n=80, 64%), fear (n=72, 64.0%) and insomnia (n=68, 57.6%).
A second session was conducted with 36.8% (n=46) of the callers, and
it was detected that 93.48% (n=43) of them were able to manage their
stress and 33 of them reported that the severity of their complaints
decreased.
Conclusion: Our findings have shown that healthcare workers were
significantly affected in the early stage of COVID-19 pandemic with a
significant level of anxiety and insomnia symptoms. Healthcare workers
with a history of psychiatric illness should be considered as a vulnerable
group regardless of their position.