Addicta: The Turkish Journal on Addictions; 2020;7(4):241-247
Öğrencilerde Madde Kullanımına İlişkin Medya Okuryazarlığının Araştırılması: Niteliksel Bir Çalışma
MG Ayhan, AH Öztürk, H Seven, SK Ercan, İ Eren
Konya Training and Research Hospital, Konya, Turkey
Amaç
Opioid bağımlılığı süreğenlik gösteren, relapslarla seyreden ve somatik, psikolojik ve davranışsal belirtiler gösteren önemli bir halk
sağlığı sorunudur. Opioid bağımlılığının etyolojisinde kişilik özelliklerinin yanında biyolojik, psikolojik ve sosyoekonomik faktörler de
rol oynamaktadır. Bu çalışmada, opioid bağımlılığı olan erkek hastalarda öfke düzeyi, stresle baş etme stratejileri ve afektif mizaç
özelliklerinin kontrol grubuyla karşılaştırılarak araştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem
Çalışmaya DSM-IV-TR tanı kölçütlerine göre, detoksifikasyon sürecini tamamlamış opioid bağımlılığı olan ardışık 50 erkek hasta
dâhil edildi. Kontrol grubu olarak yaş, cinsiyet ve eğitim düzeyleri yönünden benzer olan ve alkol veya madde kötüye kullanımı ya da
bağımlılığı olmayan 50 sağlıklı erkek alındı. Tüm bireylerle klinik görüşme SCID-I kullanılarak yapıldı. Tüm katılımcıların Sürekli
Öfke ve Öfke Düzeyi Ölçeği (SÖÖTÖ), COPE Baş Etme Ölçeği, TEMPS-A kişilik testi doldurmaları sağlandı.
Bulgular: Gruplar arasında yaş, eğitim düzeyi, çalışma ve medeni durum özellikleri yönünden fark yoktu. Vaka grubunda toplam
opioid kullanma süresi 4,40±1,75 yıl, opioid başlama yaşı 20,16±4,60 yıl olarak saptandı. Sürekli öfke, öfke-içe, öfke-dışa ortalama
skorları kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek saptandı. Vaka grubunda siklotimik ve hipertimik mizaç skorları belirgin olarak
yüksekken; depresif, irritabl ve anksiyöz mizaç özellikleri yönünden fark saptanmadı. Opioid bağımlılığı olan grupta zihinsel olarak
boş verme, soruna odaklanma ve duygusal açığa vurma, davranışsal boş verme, alkol ve madde kullanımı alt ölçek skorları anlamlı
olarak yüksek olduğu saptandı. Opioid bağımlılığı olan bireylerin şakaya vurma, emosyonel ve sosyal destek kullanımı ve plan yapma
başa çıkma yöntemlerini daha az kullandıkları bulundu. Korelasyon analizlerinde; sürekli öfke, öfke-içe ve öfke-dışa ve siklotimik ve
irritabl mizaç skorları disfonksiyonel baş etme skoruyla pozitif korele olarak saptandı. Hipertimik mizaç ortalama skoru ise opioid
kullanmaya başlama yaşı ile negatif korele olarak saptandı.
Tartışma
Opioid bağımlılığı olan bireyler yüksek seviyede öfke düzeylerinin yanında stresle baş etmede maladaptif metodları kullanmaktadırlar. Ayrıca bu bireyler daha yüksek oranda hipertimik ve siklotimik mizaç özelliklerine sahip olup bu mizaç özellikleri erken yaşta
opioid kullanmaya başlama ile korelasyon göstermektedir. Opioid bağımlılığı olan kişilerin tedavisine ek olarak öfke kontrolü, mizaç
özellikleri ve baş etme mekanizmalarının gözden geçirilmesi ve gerekli müdahalelerin yapılmasının bağımlılığın prognozunda olumlu
etkileri olacaktır.
Anger, Coping, and Affective Temperament in Opioid-Dependent Men: A Controlled Study
This study aimed to investigate the anger levels, coping strategies, and affective temperaments of men with opioid dependence compared with a control group. The study included 50 male outpatients with opioid dependence who had completed the detoxification process. A total of 50 men who matched the study group in terms of age, sex, and education level were included as the control group. The state trait anger expression scale; coping inventory; and temperament evaluation of Memphis, Pisa, Paris, and San Diego auto questionnaire scales were completed by all the participants. The trait anger, anger-in, and anger-out scores of the case group were significantly higher than those of the control group. Cyclothymic and hyperthymic temperament scores were significantly higher in the case group. In the case group, mental disengagement, focus on and venting of emotions, and behavioral and alcohol-drug disengagement scores were significantly higher. The patients in the case group were also less likely to use humor, emotional and social support, and planning. In conclusion, a higher level of anger in opioid-dependent men was observed with the use of dysfunctional methods to cope with stress and hyperthymic and cyclothymic temperament properties compared with the control group. Treatment planning for anger-control, affective temperaments, and coping strategies are likely to help in a positive prognosis.