Türkiye Klinikleri Psikiyatri Özel Dergisi; 2018;11(1):34-40
Duygudurum Bozukluklarının Tedavisinde Elektrokonvülzif Terapinin Yeri
CA Poyraz
İstanbul Üniversitesi, İstanbul
Elektrokonvülzif terapi (EKT), ağır ruhsal hastalıkların tedavisinde kullanılan en eski biyolojik tedavi yöntemidir. Günümüzde klinik uygulamada EKT'nin öncelikli kullanım alanlarından biri ilaç tedavilerine dirençli ağır depresyondur. Majör depresyonun tedavisinde EKT uygulanınca ortaya çıkan ana sorunlardan biri; EKT tamamlandıktan sonraki altı ay içinde, ilaç tedavisi sürdürülmesine rağmen depresyonun birçok hastada nüksetmesidir. EKT ile iyileşmiş bazı hastalarda depresyonun nüksetmesini önlemek amacıyla EKT'nin belirli aralıklarla sürdürülmesi yaygın bir uygulamadır; fakat bu uygulamanın kimlerde, ne sıklıkta, ne kadar süre sürdürülmesi konusunda bir fikir birliği oluşmamıştır. EKT'nin hafıza üzerindeki olumsuz etkileri de bazen göz ardı edilmektedir, nitekim tedavi bittikten sonra da bilişsel işlevlerdeki bozukluk bazı hastalarda devam edebiliyor; bu bakımdan, EKT uygulanan hastalarda bilişsel işlevlerin belirli aralıklarla klinik muayene ya da nöropsikolojik testlerle değerlendirilmesi alışılagelen klinik uygulamanın bir parçası olmalıdır. Bu derlemede duygudurum bozukluklarının tedavisinde EKT'nin güncel klinik uygulamalardaki yeri ve bilişsel işlevlerin değerlendirilmesinin önemi üzerinde durulacaktır.
The Role of Electroconvulsive Therapy in Mood Disorders
Electroconvulsive therapy (ECT) is the oldest biological treatment procedure in the treatment of severe mental illnesses. In current clinical practice, ECT is administered mainly for severe and treatment resistant depression. One of the major shortcomings of ECT is displayed by high relapse rates in the six-month period after remission despite adequate pharmachotherpy. Continuation or maintenance in ECT is common in routine clinical practice and may prevent relapse in some patients with major depression after a successful phase of acute ECT, but there is no general or common consensus about its indications, duration and frequency of administration. Cognitive side effects of ECT are sometimes underestimated, but in some patients they may last longer after completion of treatment. Clinical evaluations of cognitive status or neuro-psychological assessment should be an essential part of routine clinical practice in ECT services. In this review, the indication for ECT in mood disorders and the importance of cognitive assessment will be discussed.