Nöropsikiyatri Arşivi; 2011;48(Özel 1):24-30
Cinsel İşlev Bozuklukları Kliniğine Başvuran Olgularda Başvuru Yakınması ile Klinik Tanı Arasındaki İlişki
EA Yıldırım, F Akyüz, M Hacıoğlu, A Eşsizoğlu, AC Çakmak, E Çakmak, S Erdiman
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, İstanbul
Cinsel sorun nedeniyle başvuran olguların tanısal değerlendirmelerinde yakınma ve cinsel işlev bozuklukları (CİB) tanısı arasındaki ilişki ile ilgili bilgiler sınırlıdır. Bu çalışmada CİB polikliniğine başvuran olguların tanı dağılımları ile başvuru yakınmaları ve tanı arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çalışmaya Ocak 2006-Aralık 2007 yılları arasında Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi (BRSHH) Cinsel İşlev Bozuklukları Polikliniği'ne başvuran tüm olgular dahil edildi. DSM IV-TR ölçütlerine göre CİB tanısı konulan hastaların yarı yapılandırılmış poliklinik olgu değerlendirme formu kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Sonuçlar istatistiksel olarak %95 güven aralığında değerlendirildi. Çalışmaya 242'si erkek 196?sı kadın toplam 440 olgu alındı. Yaş ortalamaları kadınlarda 30.71±7.73, erkeklerde 35.5±9.59 idi. Kadın olgularda en sık saptanan CİB vajinismus (%41.0) ve anorgazmi (%17.0) iken erkeklerde en sık %45.5 erken boşalma ve %27.7 sertleşme bozukluğu saptandı. Tek başına başvuran erkek olgularda yakınma ile CİB tanısı arasında anlamlı bir ilişki gözlendi (p<0.001). Partneri ile başvuran erkeklerde ise bu ilişki negatif anlamlılık göstermekteydi (p<0.001). Kadınlar ister tek başına ister partneri ile başvursun yakınmaları ile tanıları arasında anlamlı ve pozitif ilişki saptandı (p<0.001). Partneri ile başvuran erkeklerde ve erken boşalma tanısı alanlarda başvuru yakınması ve klinik tanı arasındaki uyum düşüktür. Özellikle partneri ile başvuran erkek olgularda yakınma belirtilmese de ayrıntılı tanısal görüşme yapılmalıdır. Erkek olgulardaki bu durum toplumda hem kadın hem de erkeklerdeki yanlış cinsel inanışların daha çok erkek cinselliği üzerine olması ile ilişkili olabilir.
Relationship Between Presenting Complaint and Clinical Diagnosis in Outpatients Applying to the Sexual Dysfunction Clinic
The data on the relationship between presenting complaint and diagnosis of sexual dysfunction (SD) in diagnostic evaluation of patients who apply with sexual problems are limited. In this study, we investigated the diagnosis of patients who apply to the SD clinic and the relationship between presenting complaint and clinical diagnosis. All outpatients who applied to the SD clinic of Bakirköy Research and Training Hospital for Psychiatry, Neurology and Neurosurgery between January 2006 and December 2007 were included in this study. The records of semi-structured case evaluation forms of outpatients diagnosed with SD according to the DSM-IV-TR criteria were analyzed retrospectively. The results were evaluated statistically in 95% confidence interval. 440 outpatients were included (242 men and 196 women) in this study. The mean age of women was 30.71±7.73 [year]s and of men was 35.5±9.59 [year]s. Vaginismus (in 41.0% of cases) and anorgasmia (in 17.0%) were the most common SD in females, while premature ejaculation (45.5%) and erectile dysfunction (27.7%) in males. We found significant relationship between present complaint and clinical diagnosis in male outpatients who applied alone (p<0.001). For men who applied with their partners, this relationship showed negative significance (p<0.001). For women, regardless of whether they applied alone or with their partners, significant and positive relationship was observed between complaints and clinical diagnosis (p<0.001). There is a weak consistency between presenting complaint and clinical diagnosis in men who apply with their partners and in men whose clinical diagnosis is premature ejaculation. Detailed diagnostic interview should be done especially in men applying with their partners, even if a complaint is not stated. This condition in men may be related to false sexual beliefs in society which are mostly based on male sexuality, both in men and women.