Psinema: Sinema ve Psikoloji Dergisi; 2009;(9):9-11
İki Ölüm Arasında. Ender Herdurak'ın anısına
Ö Öğütcen
Mehmet Akif Ersoy Hastanesi, İstanbul
İki türden ölüm arasında, yani simgesel ölüm ve fiziksel ölüm arasında, bir yerlerde
durmak mümkün müdür? Kahramanca suisidal bir jestle simgesel olarak ölmüş olmayı
fiziksel ölümle bir kez daha onaylayıp gerçekliğe dönüştürmek mümkün müdür? İntihar artık
nefes almayı bile zorlaştıran simgeselden düşmüş olma halini, gerçek'in dayanılmaz ağırlığını
o son adımı atarak maddi varlığımızın sözsüz evrenine ekleyiverir, onu bu dilsiz, bu
konuşulamaz yoğunlukta yok ediverir. Bunun bir tür vecd hali, bir tür kurtuluş olup
olmadığını bilemeyiz. Ama bu sıkışmanın, bu çıkışsızlığın, bu ne yaparsan yap değişmez
vaziyetin mutlaklığı hakkında fikir verici olabilir. Bazen narsisistik bir kriz şeklinde, bazen
psikotik bir parçalanmanın girdabında, bazen de mutsuzluğun en derininin koyuluğunda
insanın güçsüz bedeni artık bu simgesel yükü taşıyamaz. Bu, travmadır. Onulmaz, çaresiz
acıların elinde yanıp tutuşan öznenin, son yardım umudunu bile tükettiği ölü dışarısıdır bu ve
onunla kaynaşma arzusudur. Ne yazık ki bunun bilinci dayanılmazdır. Bu bilgi kendisiyle ne
türde bir şey yapılabileceğini bilemediğimiz bir bilgidir.