Ülkemizde "AVUKAT" adı ile gösterime giren "Michael Clayton", adından da anlaşılacağı gibi, filmin ana karakteri Avukat Michael Clayton odağında, hukuk uygulamalarını, global ekonomileri yönlendiren çok uluslu şirketleri ve bunların parçası olan bireylerin yaşadığı iç çelişkileri işleyen bir film. "Michael Clayton" bugüne kadar gördüğümüz "hukuk" konulu filmlerden farklı, özellikle de Amerikan Sineması sayesinde çokça içli dışlı olduğumuz Anglo-Sakson Hukuk Sistemi ile ilgili filmlerde görmeye alıştığımız etkileyici duruşma sahneleri, jüri tartışmaları, çapraz sorgularla sıkıştırılan tanıkları ve üstün yetenekleri ile en zor davaları kazanan başarılı avukatların hikayelerini anlatmıyor. "Şeytanın Avukatı" senaryosu ile hatırladığımız Tony Gilroy'un hem yazıp hem yönettiği ve kendisine birçok ödül adaylığı getiren bu filmde, fantastik öğelerden ve aksiyondan uzak, sade bir anlatım tarzı ile, sistemin parçası olan bireylerin gündelik yaşamlarındaki problemleri ve ruh hallerini anlatıyor. Film, sisteme değil onu oluşturan bireylere odaklanıyor. Sistemi, bireylerin verdiği kararların oluşturduğunu hissetmemizi sağlıyor.