Popüler filmler yabancı diyarları ziyaret etmemizi, farklı dünyaları tecrübe etmemizi, tarih öncesi hayvanların davranışlarına tanık olmamızı ve hayal gücünü kullanmamızı sağlamaktadır. Filmler bizi tarihi olaylar, sosyopolitik meseleler ve akıl hastalıklarıyla mücadele gibi insanoğlunun talihsiz olayları hakkında bilgilendirir. Çoğu insanın hiçbir zaman gerçekten uzay yolculuğuna çıkamayacak olması, ancak sinemanın büyüsü sayesinde görsel bir tura katılabilmesi gibi, kimileri de psikopatolojiyle sadece film karakterleri üzerinden karşılaşacaklardır. Örnek olarak, En İyi Aktör/Aktris dalında Amerikan Akademi Ödüllerini kazanan oyuncular verilebilir: Benden Bu Kadar'da (As Good As It Gets) oynayan Jack Nicholson (obsesif kornpulsif bozukluk), Shine'da oynayan Geoffrey Rush (şizofreni), Yağmur Adam'da (Rain Man) oynayan Dustin Hoffman (otizm), Erkekler Ağlamaz'da (Boys Don't Cry) oynayan Hillary Swank (cinsel kimlik bozukluğu) ve Saatler'de (The Hours) oynayan Nicole Kidman (depresyon). Ancak bütün filmler akıl hastalıklarını doğru biçimde yansıtmamaktadır. Benzer şekilde psikologların uygulamaları ve etik meseleler de yanlış aktarılmaktadır.