Türk Psikiyatri Dergisi; 2007;18(2):100-108
Erkek Yalancı Hermafrodit Olguların Yetiştirildikleri Cinsiyetle İlişkili Biyopsikososyal Değişkenler
R Uslu, D Öztop, Ö Özcan, S Yılmaz, M Berberoğlu, P Adıyaman, M Çakmak, E Kerimoğlu, G Öcal
Ankara Ü. Tıp Fak. Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD
Amaç: Kuşkulu eşeysel yapıya sahip çocuklarda yetiştirilme tutumlarının cinsel kimlik gelişimi üzerine etkisi konusunda günümüzde farklı görüşler bulunmaktadır. Bu çalışmada erkek yalancı hermafroditizmi olan olguların ana babaları tarafından yetiştirildikleri cinsiyetle ilişkili etmenlerin araştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem: Çocuk psikiyatrisi polikliniğine cinsel kimlik gelişiminin değerlendirilmesi amacı ile gönderilen, 6 ay-14 yaşlar arasında, 28’i kız, 28’i erkek olarak yetiştirilmekte olan 56 erkek yalancı hermafroditizm olgusu çalışmaya alınmıştır. Olguların demografik ve biyolojik bilgileri dosya kayıtlarından elde edilmiştir. Ana babalara ve çocuklara Öykü Alma Görüşmesi, çocuklara Cinsel Kimlik Ölçeği, İnsan Resmi Çizme Testi, zeka ve gelişim değerlendirmeleri uygulanmıştır. Çocuklar serbest oyunda gözlemlenmişlerdir. Değişkenler, çocukların yetiştirildikleri cinsiyet bakımından karşılaştırılmışlardır.
Bulgular: Erkek yetiştirilen çocukların daha küçük yaşta tanı için getirildikleri, daha çok geniş ailelerden geldikleri ve Prader skorlarının daha yüksek olduğu saptanmıştır. Çocuklar yetiştirildikleri cinsiyete uygun cinsiyet rollerini benimsemiş görünmekle birlikte, İnsan Resmi Çizme Testi ve Cinsel Kimlik Ölçeği’nde tüm erkek çocukların yetiştirildikleri cinsiyeti benimsedikleri, öte yandan bazı kızların erkek cinsiyetine uygun bulgular verdikleri görülmüştür.
Sonuç: Yetiştirilme cinsiyeti ile sorunun fark edildiği ve tanının konduğu yaşlar arasındaki ilişkiler, ülkemizde sorunun doğumda fark edilmesini ve erken dönemde tanıyı, cinsiyet tayinini ve tedaviyi sağlayacak önlemlerin alınmasının önemine işaret etmektedir.
Biopsychosocial Variables Associated with Gender of Rearing in Children with Male Pseudohermaphroditism
Objective: The effect of parental rearing on gender identity development in children with ambiguous genitalia remains controversial. The present study aimed to address this issue by investigating the factors that may be associated with sex of rearing in children with male pseudohermaphroditism.
Method: The study included 56 children with male pseudohermaphroditism that were consecutively referred to a child psychiatry outpatient clinic. At the time of referral the age range of the sample was 6 [month]s-14 [year]s; 28 children had been raised as boys and 28 as girls. Demographic and biological information was obtained from patient charts. An intersex history interview was administered to the children and parents, whereas The Gender Identity Interview and the Draw-A-Person Test were administered only to the children. The children were observed during free play. Comparisons of biological, psychological and social variables were made with respect to gender of rearing.
Results: More children reared as boys were younger at time of referral, belonged to extended families, and had higher Prader scores. Although children’s gender roles were appropriate for their gender of rearing, findings of the Gender Identity Interview and the Draw-A-Person Test suggested that some of the girls presented with a male or neutral gender self-perception.
Conclusion: The relationships between age at the time of problem identification, age at the time of diagnosis, and gender of rearing indicate the importance of taking measures to ensure that the intersex condition is identified at birth and children are referred for early diagnosis, gender assignment, and treatment.