Bu çalışmada erken evre bvFTD (Frontotemporal Demansın Davranışsal Varyantı) hastalarının Rorschach Testi aracılığıyla incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç çerçevesinde, bvFTD?nin yanı sıra, eMCI (Yürütücü Hafif Kognitif Bozukluk) adlı demans-öncesi hastaları da bir kontrol grubu olarak araştırmaya dâhil edilmiştir. Ayrıca, iki hastalık grubunu da karşılaştırmak üzere bir normal kontrol grubu araştırmada yer almıştır. Hastalar, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Davranış Nörolojisi Bölümü'ne başvurmuş hastalar arasından gönüllülük esasına göre seçilmiştir. Hastaların değerlendirilmesinde Rorschach Testi kullanılmıştır. Toplanan veriler hem niceliksel hem niteliksel analize tabi tutulmuştur. Araştırmanın ana hipotezi, hastaların yaşadıkları nörodejeneratif yıkım sürecine paralel olarak, ruhsal alanda, ölüm dürtüsü ve negatif çalışmasının etkisi altında zihinselleştirme süreçlerinde ağır hasar yaşayacakları ve bunun sonucunda da operasyonel işleyiş, esansiyel depresyon ve alektimi semptomları sergileyecekleri ve bunun da kendini düşünce bozuklukları ve boşluk, kayıp ve yas süreçleriyle göstereceği yönündeydi. Elde edilen verilerin analizi, iki tanı grubu için de bu ana hipotezini doğrulamıştır. Tanı grupları arasında ise bir fark tespit edilmemiştir. Buna göre, nörodejeneratif yıkım sürecine paralel olarak, hastanın ruhsal dünyasında da ağır bir yıkım süreci başlamaktadır.

This study aimed to examine early-stage bvFTD (Behavioral Variant of Frontotemporal Dementia) patients using the Rorschach Test. Within the scope of this purpose, in addition to bvFTD, pre-dementia patients with eMCI (Executive Mild Cognitive Impairment) were also included in the study as a control group. In addition, a normal control group was included in the study to compare the two disease groups. The patients were selected on a voluntary basis from among the patients who applied to the Department of Behavioral Neurology, Istanbul University Faculty of Medicine. The Rorschach Test was used in the evaluation of the patients. The collected data were subjected to both quantitative and qualitative analysis. The main hypothesis of the study was that, in parallel with the neurodegenerative destruction process experienced by the patients, they would experience severe damage in their mentalization processes under the influence of the death drive and negative functioning in the psychic field, and as a result, they would exhibit symptoms of operational functioning, essential depression and alexithymia, and this would manifest itself with thought disorders and processes of emptiness, loss and mourning. The analysis of the obtained data confirmed this main hypothesis for both diagnostic groups. No difference was detected between the diagnostic groups. Accordingly, in parallel with the neurodegenerative destruction process, a severe destruction process begins in the patient's spiritual world.