Bu çalışmanın amacı dilin toplumsal cinsiyet rolleri üzerindeki etkisini incelemektedir. Çalışmada, özellikle geleneksel erkeklik rollerinin ne ölçüde benimsendiği ve bu benimseme sürecinin demografik faktörlere nasıl bağlı olduğu araştırılmıştır. Araştırma örneklemi 239 kadın katılımcı (%65.7), 125 erkek (%34.3) katılımcıdan oluşmaktadır. Katılımcıların yaş aralığı 18 ile 40 yaş olarak belirlenmiştir. Katılımcıların yaş ortalaması 26.57 (SS= 5.57)'dir. Veri toplama araçları olarak demografik bilgi formu ve Erkeklik Rolleri Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde bağımsız gruplar için t testi ve korelasyon analizleri gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçları, erkeklerin kadınlara göre tüm geleneksel erkeklik rollerini daha fazla benimserken cinsiyetçi tutumu yansıtan bir dil kullanabileceğini ve bu dilin günlük iletişimde daha belirgin özellikler gösterebileceğini işaret etmektedir. Anne ve baba eğitim düzeyleri, cinsiyetçi dil kullanımında belirleyici bir rol oynayabilir. Annenin eğitim düzeyi düşükse cinsiyetçi dil kullanımı daha belirgin hale gelebilir ve bu dilde; statü, erkeklik ve kadınsı karşıtlığı öne çıkabilir. Baba eğitim düzeyinin düşüklüğü ise cinsiyetçiliği ön plana çıkarabilir. Yaş ilerledikçe cinsiyetçi kimlik azalırken eğitim düzeyi yükseldikçe bu azalmanın daha belirgin hale geldiği görülmüştür. Bu çalışma, dilin toplumsal cinsiyet rollerinin inşasında ve iletişimde oynadığı önemli rolü vurgulamaktadır. Araştırmaya göre dil, düşünce ve toplumsal cinsiyet algıları arasında karmaşık bir ilişki kurar ve bu ilişki demografik faktörlerden etkilenebilir. Bu nedenle, cinsiyetçi dilin anlaşılması ve azaltılması için toplumsal etkiler ve eğitim düzeyi gibi faktörlerin dikkate alınması önemlidir.

The aim of this study is to analyse the impact of language on gender roles. In particular, the study investigated the extent to which traditional masculinity roles are adopted and how this adoption process depends on demographic factors. The research sample consists of 239 female participants (65.7%) and 125 male participants (34.3%). The age range of the participants was determined as 18 to 40 years. The average age of the participants was 26.57 (SD= 5.57). Demographic information form and Masculinity Roles Scale were used as data collection tools. In the analysis of the data, t-test for independent groups and correlation analyses were performed. The results of the research may indicate that while males adopt all traditional masculinity roles more than females, males may use a language that reflects a sexist attitude and this language may show more prominent features in daily communication. Mother and father education levels may play a determining role in the use of sexist language. If the mother's level of education is low, the use of sexist language may become more prominent and the opposition of status, masculinity and femininity may be more prominent in this language. Low level of father's education may emphasise sexism. While sexist identity decreased with increasing age, it was observed that this decrease became more evident as the level of education increased. This study emphasises the important role of language in the construction of gender roles and communication. According to the research, it establishes a complex relationship between language, thought and gender perceptions and this relationship can be influenced by demographic factors. Therefore, it is important to consider factors such as social influences and educational level in order to understand and reduce sexist language.