Klinik Psikoloji Dergisi; 2022;6(1):108-122
Erken dönem uyum bozucu şemaların ve işlevsel olmayan şema baş etme modlarının kişilerarası baskınlık ve boyun eğicilik ile ilişkisi: Çiftlerde algılanan benzerlik
BF Gültekin, M Akyunus
Nazilli Sosyal Hizmet Merkezi, Aydın
Şema Terapi Modeli ve Kişilerarası Kişilik Kuramı, kişilik ve kişilerarası ilişki örüntüsünün gelişimsel açıklaması açısından tutarlılık göstermektedir. Şema modeline göre, yakın ilişkilerde erken dönem uyum bozucu şemalarının yanı sıra işlevsel olmayan şema baş etme modları da ilişkilenme örüntüsünü etkileyebilir. Kişilerarası döngüsel modelin tamamlayıcılık ilkesi ise kişilerarası ilişkilerde davranışların baskınlık boyutunda karşılıklılık gösterdiğini öne sürer. Bu çalışmada, erken dönem uyum bozucu şemalar ve işlevsel olmayan baş etme modlarının kişilerarası baskınlık ve boyun eğicilik ile ilişkisi romantik ilişkiler bağlamında incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini 18-61 yaş arasında 731 (408 kadın ve 317 erkek) katılımcı oluşturmaktadır. Çalışmanın verileri Demografik Bilgi Formu, Kişilerarası Problemler Envanteri-Döngüsel Ölçekleri-Kısa Formu öz bildirim ve gözlemci versiyonu, Young Şema Ölçeği Kısa Form-3 ve Şema Mod Envanteri aracılığı ile toplanmıştır. Şema alanları ve şema baş etme modlarının (aşırı telafi ve teslimci) etkisi kontrol edildiğinde, baskınlık ve boyun eğiciliğin, algılanan partner-baskınlığı ve algılanan partner-boyun eğiciliği ile ilişkisini belirlemek amacıyla çoklu hiyerarşik regresyon analizleri uygulanmıştır. Hiyerarşik çoklu regresyon analizi bulgularına göre iki bağımsız sıralı aracılık modeli test edilmiştir. Sonuçlar, kopukluk şemasının partnerde algılanan kişilerarası problemler (algılanan partner boyun eğiciliği ve baskınlığı) ile ilişkisinde sırasıyla kişinin kullandığı baş etme şema modları (teslimci ve aşırı telafi) ve kendi kişilerarası problemlerinin (boyun eğicilik ve baskınlık) aracı rolünü göstermiştir. Kişilerarası problemlerde, katılımcılar partnerlerini kendilerine benzer algılamıştır. Elde edilen bulgular alanyazın kapsamında tartışılmış ve klinik doğurguları değerlendirilmiştir.
The association of early maladaptive schemas and dysfunctional schema coping modes with interpersonal dominance and submissiveness: Perceived similarity in couples
Schema Therapy Model and Interpersonal Theory of Personality have consistent developmental explanations of personality and interpersonal relationship patterns. According to the Schema Model, dysfunctional schema coping modes, as well as early maladaptive schemas, can affect relational patterns in close relationships. Moreover, the complementarity principle of the Interpersonal Circumplex Model suggests that behaviors in interpersonal relationships show reciprocity in the dominance dimension. In this study, early maladaptive schemas and dysfunctional schema coping modes in relation to dominance and submissiveness were examined in romantic relationship context. The sample of the study includes 731 (408 females and 317 males) participants aged between 18-61. The data of the study was collected via Demographic Information Form, Inventory of Interpersonal Problems-Circumplex Scales-Short Form self-report and observer version, Young Schema Questionnaire Short Form-3, and Schema Mode Inventory. Hierarchical multiple regression analyses were conducted to determine the association of dominance and submissiveness to perceived partner-dominance and perceived partner-submissiveness, while the effect of schemas and schema modes are controlled for. Depending on the results of the hierarchical regression analyses, two independent serial mediation models were proposed and tested. The results showed the mediating role of the coping schema modes (surrender and overcompensation) and one's interpersonal problems (submissiveness and dominance), respectively, in the relationship between the disconnection schema and perceived interpersonal problems in the partner (perceived partner submissiveness and dominance). Participants perceived their partners similar to themselves in interpersonal problems. The findings were discussed within the scope of the literature and their clinical implications were evaluated.