Yaşamın ilk yıllarından itibaren annenin bebekle kurduğu ilişki, bebeğin tüm yaşamı üzerinde etkili olmaktadır. Doğumla birlikte başlayan anneyle bebeğin ilişkisinin doğasında ?bağımlılık? vardır. Bebeğin içsel güvenlik duygusunun geliştiği bu ?bağımlılık? dönemi, ruhsal ve fiziksel gelişiminin ilerlemesiyle kademeli olarak değişmektedir. Bebeğin zamanla içinde bulunduğu ?bağımlılık? ilişkisinden ?bağlanma? ilişkisine ilerlemesi beklenmektedir. Bu geçişin niteliği, bebeğin anne imgesi ile kurduğu ilişkinin yeterliliğine bağlıdır. Bazen erken dönemdeki bu ilişkide yaşanan eksiklikler ve hasarlar güvenli bağlanmanın yolunu tıkamakta ve bireyin ilerleyen zamanlarda ilişkilerindeki duygusal bağımsızlığını zorlaştırmaktadır. Bu bağlamda, genç yetişkin kadın bir hastanın projektif testleri ele alınmaktadır. Rorschach ve Tematik Algı Testi (TAT) üzerinden bu hastanın yaşamının erken dönemleri ve bu dönemlerin nesne ilişkileri üzerine yansımaları değerlendirilmektedir.

Since the first years of life, the mother-infant relationship has an impact on the infant?s entire life. There is ?dependency? period in mother-infant relationship that begins inherently with birth. This ?dependency? period, in which the infant?s inner sense of security develops, gradually changes with his/her psychic and physical development. The infant is expected to be progressed gradually from the ?dependency? relationship to an ?attachment? relationship. The quality of this transition depends on the adequacy of the relationship the infant establishes with the image of the mother. Sometimes, the deficiencies and damages experienced in this early period, block the way to secure attachment and make the psychic independence of the individual difficult in later relationships. In this context, a young adult female patient is considered and evaluated by using projective tests. The early periods of this patient's life and the reflections of these periods on her object relations are evaluated through Rorschach and Thematic Apperception Test (TAT).