Türk Uyku Tıbbı Dergisi; 2020;7(3):155-161
Akut Miyokard İnfarktüslü Hastalarda Uyku ile İlgili Bozukluklar, Rüyayla İlgili Faktörler ve Kabusların İlişkileri: Koroner Arter Stenozu, Göğüs Ağrısı ve SomatikSemptomların Şiddeti
M Bahremand , M Parvin, S Komasi
Kermanshah University of Medical Sciences, Kermanshah, Iran
Amaç: Uyku ile ilişkili bozukluklar ve kabuslar gibi hızlı göz hareketiuyku parasomnileri, miyokard infarktüslü (Mİ) hastalar gibi klinik
popülasyonlarda yaşam kalitesi için tehdit edici faktörler arasındadır. Bu
çalışma, Mİ hastalarında uyku ile ilişkili bozukluklar, rüya ile ilgili faktörler
ve kabusların ilişkilerini araştırmak için yapıldı.
Gereç ve Yöntem: Bu kesitsel çalışmada, İran’ın batısındaki bir
hastaneye yatırılan 222 Mİ hastası, Haziran-Aralık 2018 döneminde
çalışmaya katıldı. Hastalar, uyku ve rüya ile ilgili birkaç standart aracı
tamamladı. Stenozun şiddeti ve yaygınlığı, uzman bir kardiyolog
tarafından anjiyografi kullanılarak değerlendirildi. Veriler, Pearson
korelasyon katsayısı ve çoklu regresyon analizi kullanılarak analiz edildi.
Bulgular: Hastaların (%51,8 erkek) ortalama (± standart sapma) yaşı
63,6±51,3 yıl idi. Kötü uyku kalitesi prevalansı %98,2 idi. Somatik
semptomlar en güçlü olarak kötü uyku kalitesi (p<0,001), uyku
özyeterliği (p<0,001), kabus sıklığı ve şiddeti (p<0,001) ve duygusal
olarak olumsuz rüya (p=0,006) ile korelasyon gösterdi. Göğüs ağrısı ve
stenozun şiddeti, uyku ile ilgili bozuklukları veya rüya ile ilgili faktörlerin
hiçbirini açıklayamadı. Korkulu rüya içeriğine sahip hastalarda, korku
içeriği olmayanlara göre somatik semptomlar (p<0,001) ve göğüs ağrısı
(p=0,029) daha azdı.
Sonuç: Stenoz şiddeti veya göğüs ağrısına kıyasla, somatik semptomlar
en güçlü olarak uyku ile ilgili bozukluklar ve uyku özyeterliliği ve
duygusal olarak olumsuz rüya ile birlikte kabus sıklığı ve ciddiyetini
içeren uyku ile ilişkili faktörler ile korelasyon gösterirler. Bununla birlikte,
somatik semptomlar ile korkulu rüya içeriği arasındaki ilişki karmaşık
bir fenomendir. Birkaç takip aşamasına sahip gelecekteki boylamsal
çalışmalar değerli bulgular sağlayabilir
Correlates of Sleep-related Disorders, Dream-related Factors, and Nightmares in Acute Myocardial InfarctionPatients: Severity of Coronary Artery Stenosis, ChestPain, and Somatic Symptoms
Objective: Sleep-related disorders and rapid eye movement-sleep
parasomnias such as nightmares are among the threatening factors for
the quality of life in clinical populations such as myocardial infarction
(MI) patients. The present study was done to investigate the correlates
of sleep-related disorders, dream-related factors, and nightmares in MI
patients.
Materials and Methods: In this cross-sectional study, 222 MI patients
admitted to a hospital in western Iran participated in the study during
June-December 2018. Patients completed several standard tools related
to sleep and dream. The stenosis severity and extent were assessed
using angiography by an expert cardiologist. Data were analyzed using
the Pearson correlation coefficient and multiple regression analysis.
Results: The mean (± standard deviation) age of patients (51.8%
male) was 63.6±51.3. The prevalence of poor sleep quality was 98.2%.
Somatic symptoms were strongest correlates of the poor sleep quality
(p<0.001), sleep self-efficacy (p<0.001), nightmare frequency and
severity (p<0.001), and emotionally negative dream (p=0.006). Chest
pain and stenosis severity were unable to explain any of the sleep-related
disorders or dream-related factors. Somatic symptoms (p<0.001) and
chest pain (p=0.029) were lower in patients with fearful dream content
compared to those without fearful content.
Conclusion: Compared to the stenosis severity or chest pain, somatic
symptoms are the strongest correlates of sleep-related disorders and
dream-related factors included sleep self-efficacy and emotionally
negative dream along with nightmare frequency and severity. Although,
the relationship between somatic symptoms and fearful dream content
is a complex phenomenon. Future longitudinal studies with several
follow-up stages can provide valuable findings.