Sevilen birinin, özellikle de bir ebeveynin kaybı bir çocuk için yaşamdaki en zor olaylardan biridir. Ergenliğin; kişinin hem bedensel hem toplumsal alanda değişime upradığı, çocukluğun ve çocuksu anne babab imgelerinin kaybının söz konusu olduğu bir dönem olması nedeniyle; bu dönemdeki gerçek kayıpların etkisi dikkate değer olacaktır. Bu çalışma kapsamında, ebeveyn kaybı geçmişi olan bir ergenin Rorschach protokolü incelenmiştir. Hasta, 16 yaşında lise öğrencisi bir kız ergendir ve yedi yıl önce babası beklenmedik bir şekilde vefat etmiştir. Bu kayıp yaşantısının hemen ardından fiziksel şikayetler başlamış olup bu durum migren ve gastirt teşhiis almaya kadar gitmiştir. Hastaya Rorschach testi uygulanmıştır ve değerlendirme Fransız Okulu sistemine göre yapılmıştır.Bunun yanı sıra çalışma dahilinde psikanalitik kuram çerçevesinde ergenlik ve yas konularına değinilmiş olup; olguyla yapılan görüşmeler ve Rroschach protokolü, bu kuramsal temele dayanarak yorumlanmıştır. Hastanın yanıt sayısının bir ergene göre az oluşu, protokolün genel olarak depresif bir durumu düşündürmesi, nesne ilişkilerinde kaygının söz konusu olması ve bunun altında yatan nedenin nesne kaybı endişesi olabileceği gibi bulgular tartışılmıştır.

In this study, the Rorschah Test was applied to a 33 year-old, married male who had previously been diagnosed with Obsessive Compulsive Disorder. Before the test, he expressed some anxiety emphasizing the information gathered during the session as being 'leaked to the outside'. His responses to the Rorschach Test with the French School, his efforts for closure and being objective are considered as the implications for excessive use of denial. His internalized bad object perception and aggressive drives suggest the use of projection as a defense mechanism. Taken together, it is concluded that these findings might suggest paranoid characteristics as well as a possibility of fragmentation.