Addicta: The Turkish Journal on Addictions; 2020;7(3):146-152
Duygu Düzenleme ve Öznel Mutluluğu Modelleme:Bir Aracı olarak Akıllı Telefon Bağımlılığı
B Satıcı, ME Deniz
Artvin Çoruh University, Artvin, Turkey
Giriş: Dünya Mutluluk Raporunun yeni yayınlanan sonuçlarına göre Türkiye mutluluk sıralamasında 153 ülke arasında 93. sırada yer almaktadır. Bunlara ek olarak, olumlu duygulanım deneyimlemede şehir bazında ise İstanbul, Ankara ve İzmir 183 şehir arasında son
üçü paylaşmaktadır. Bu bulgulara göre Türkiye’nin çok mutsuz bir ülke olduğu düşünülebilir ya da farklı bir mutluluk anlayışının
olabileceği akla gelebilir. Bununla birlikte, mutluluğun kültürel olarak inşa edilen bir kavram olduğu ve dolayısıyla kültürel olarak
sınırlandırılarak tanımlanan bir kavram olması düşünüldüğünde Türkiye’nin farklı bir mutluluk anlayışına sahip olabileceği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda da öznel mutluluğun önemi göze çarpmaktadır. Öznel mutluluk kişilerin mutlu ya da mutsuz olmalarını öznel
olarak değerlendirmesi içermektedir. Bireyler kimi zaman olumsuz bir yaşam koşulu içerisinde olmalarına rağmen kendilerini mutlu
hissedebilmekte; kimi zamanda olumlu yaşam koşulları içerisinde kendilerini mutsuz hissedilmektedirler. Dolayısıyla öznel mutluğun
belirleyicilerini ortaya çıkarmanın önemli olabileceği düşünülmektedir. Bu bağlamda da duygu düzenlemenin öznel mutluğun şekillendirmesinde anlamlı katkılar sunabileceği anlaşılmaktadır.
Duyguların deneyimlenmesi ve ifade edilmesini izleme, değerlendirme, değiştirme ve etkileme yeteneği olarak betimlenebilen duygu düzenlemede; bilişsel yeniden değerlendirme ve baskılama olmak üzere iki temel stratejiden söz edilebilmektedir. Bilişsel yeniden
değerlendirme duygu yaratan bir olayı algılama biçimini farklılaştırma ve durumun duygusal etkisini değiştirmenin bir yolu olarak
nitelendirilebilmektedir. Diğer taraftan, baskılama da ise duygu tepki eğilimlerinin davranışsal yönünü değiştirme olarak ifade edilebilmektedir. Bu bakımdan da bilişsel yeniden değerlendirme öznel mutluğu artırıcı, baskılamanın ise öznel mutluluğu düşürücü bir
rolünün olabileceği akla gelmektedir.
Duygu düzenleme ile öznel mutluluk ilişkisinde ise günümüzde sıkça gündemde olan akıllı telefon bağımlılığının aracı bir role sahip
olabileceği düşünülmektedir. Akıllı telefon bağımlılığı, akıllı telefonu aşırı veya dürtüsünü kontrol edemeden kullanılması ve bu davranışın kontrol edilememesi sonucu yaşamdaki olumsuz etkileri olarak tanımlanabilmektedir. Ek olarak, akıllı telefon bağımlılığı
üretkenlik, sosyal ilişkiler, fiziksel veya duygusal sağlık açısından günlük işlevin bozulmasına yol açan kompulsif kullanım olarak
betimlenmektedir.
Duygu düzenleme, akıllı telefon bağımlılığı ve öznel mutluluk arasındaki bağlantıyı üçlü bir şekilde inceleyen çalışmalara daha önce
rastlanılmamıştır. Ancak duygu düzenleme ile akıllı telefon bağımlılığı ilişkisi daha önce incelenmiştir. Duygu düzenleme - akıllı telefon bağımlılığı ilişkisinin yanı sıra akıllı telefon bağımlılığı - öznel mutluluk ilişkisini inceleyen çalışmalara da literatürde rastlanılmaktadır. Duygu düzenlemenin uyumlu stratejisi olan bilişsel yeniden değerlendirme yükseldiğinde akıllı telefon bağımlılığı azalması
ve bu azalma sonucunda da öznel mutluluğun artması öngörülmektedir. Diğer taraftan uyumsuz duygusal düzenleme stratejisi olan
baskılamanın artmasıyla ise akıllı telefon bağımlılığının da artacağı ve bu artışla öznel mutluluk düzeyinin azalacağı hipotez edilmiştir. Dolayısıyla bu araştırmada akıllı telefon bağımlılığının duygu düzenleme ile öznel mutluluk ilişkisinde aracılık edebileceği modelin
incelenmesi amaçlanmıştır.
Yöntem
Araştıranın katılımcılarını Marmara ve Doğu Karadeniz Bölgelerinde yer alan iki devlet üniversitesinde öğrenim gören 320 gönüllü
üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Bu grubun 167’si kadın ve 153’ü erkektir. Öznel Mutluluk Ölçeği, Duygu Düzenleme Ölçeği ve
Akıllı Telefon Bağımlılığı Ölçeği- Kısa Formu veri araçları olarak kullanılmıştır.
Çalışmanın verileri İki aşamalı Yapısal Eşitlik Modellemesi (YEM) ile analiz edilmiştir. Öncelikle ölçme modeli incelenmiş ve ölçme modelinin doğrulanmasının ardından hipotetik olarak ortaya konulan yapısal modelin test edilmesine geçilmiştir. Bu çalışmada
YEM’in yanı sıra bootstrapping işlemi de kullanılmıştır.
Bulgular
Analizler öncesinde ilk olarak varsayımlar kontrol edilmiş ve gerekli koşulları sağladıkları görülmüştür. Değişkenler arası ilişkiler
incelendiğinde; öznel mutluluğun bilişsel yeniden değerlendirme ile pozitif yönde; baskılama ve akıllı telefon bağımlılığı ile negatif
yönde anlamlı ilişkilere sahip olduğu belirlenmiştir. Akıllı telefon bağımlılığı ise bilişsel yeniden değerlendirme ile negatif, baskılama
ile pozitif anlamlı ilişkiler göstermektedir.
YEM’in ilk aşası olan ölçme modelinin incelenmesi sonucu; ölçme modelinin kabul edilebilir uyum iyiliği indekslerine sahip olduğu anlaşılmıştır, (χ2
(14, N=320)=26,67, p<0,001; CFI=0,98; NFI=0,96; TLI=0,96; SRMR=0,0316; RMSEA=0,053). Bununla birlikte faktör yükleri
0,42 ile 0,91 arasında farklılaştığı ve sonuç olarak gözlenen değişkenlerin gizil değişkenleri anlamlı bir şekilde temsil edebileceği kararı
verilmiştir.
Ardından yapısal modellerin test edilmesine geçilmiştir. Yapısal modelde ilk olarak, üniversite öğrencilerinin duygu düzenleme ile öznel mutluluk arasında akıllı telefon bağımlılığının tam aracı olduğu model sınanmıştır. Akıllı telefon bağımlılığının tam aracı olduğu
modelin uyum iyiliği indeksleri incelendiğinde SRMR (0,0810) ve RMSEA (0,089) hariç diğer uyum iyiliği indekslerinin kabul edilebilir
düzeyde olduğu belirtilebilir; χ2
(16, N=320)=56,57, p<0,001; CFI=0,94; NFI=0,92; TLI=0,90; AIC=96,57; ECVI=0,303. En iyi modeli saptayabilmek amacıyla akıllı telefon bağımlılığının kısmi aracı olduğu model de incelenmiştir. Analiz sonucunda, akıllı telefon bağımlılığının kısmi aracı olduğu modelindeki tüm uyum iyiliği indekslerinin kabul edilebilir düzeyde olduğu görülmüştür, χ2
(14, N=320)=26,67,
p<0,001; CFI=0,98; NFI=0,96; TLI=0,96; SRMR=0,0316; RMSEA=0,053; AIC=70,67; ECVI=0,22. Bununla birlikte, hem Ki-kare fark
testi sonuçları hem de AIC ve ECVI değerleri nedeniyle kısmi aracı modelinin daha uygun olduğu görülmüştür. Kısmi aracılık modeline uygulanan bootstrapping işlemi sonucu oluşan doğrudan ve dolaylı yollara ilişkin katsayıların anlamlı olduğu belirlenmiştir.
Tartışma
Bu araştırmada üniversite öğrencilerinde öznel mutluluk, akıllı telefon bağımlılığı ve duygu düzenleme arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda akıllı telefon bağımlılığının duygu düzenleme ile öznel mutluluk ilişkisindeki aracılık rolünü inceleyen bir yapısal model test edilmiştir. Model sonuçlarına göre duygu düzenlemenin bilişsel yeniden değerlendirme stratejisi akıllı telefon
bağımlılığını negatif yönde, öznel mutluluğu ise pozitif yönde doğrudan yordadığı saptanmıştır. Diğer taraftan baskılama stratejisi ise
akıllı telefon bağımlılığını pozitif yönde, öznel mutluluğu ise negatif yönde doğrudan yordamaktadır. Bunların yanı sıra akıllı telefon
bağımlılığı duygu düzenleme ile öznel mutluluk arasında kısmi bir aracılık yapmaktadır.
Temel olarak yeniden düzenlemenin uyumlu bir duygu düzenleme stratejisi olması akıllı telefon bağımlılığını azaltabilecek bir faktör
olabileceğini açıklayabilmektedir. Bununla birlikte uyumsuz bir duygu düzenleme stratejisi olan baskılamanın ise akıllı telefon bağımlılığını artırabilecek bir faktör olarak değerlendirilebilir. Ek olarak akıllı telefona bağımlı şekilde kullanmanın bireyleri daha fazla
tehlikeye veya olumsuz etkiye maruz bırakabileceği ifade edilmektedir. Bununla birlikte telefon bağımlıları kompulsif bir şekilde telefonlarıyla ilgileneceklerinden çevrelerinde olan olumlulukları ve güzellikleri kaçırabileceklerdir. Bu bakımdan akıllı telefon bağımlılığı
da öznel mutluluğu düşürebilecektir.
Modeling Emotion Regulation and Subjective Happiness: Smartphone Addiction as a Mediator
This study aimed to investigate the mediational role of smartphone addiction in the relationship between emotion regulation and subjective happiness. Participants were 320 university student volunteers (167 women and 153 men) from two state universities in Turkey. They completed a self-report questionnaire about emotion regulation, smartphone addiction, and subjective happiness. Structural equation modeling (SEM) and bootstrapping were applied to test the mediational role of smartphone addiction in the relationship between emotion regulation and subjective happiness. The results indicated that reappraisal predicted lower smartphone addiction scores and higher subjective happiness scores. On the contrary, suppression predicted higher smartphone addiction scores and lower subjective happiness scores. In addition, smartphone addiction proved to be a partial mediator between emotion regulation strategies and subjective happiness. Therefore, the results of this study support the evidence for the impact of emotion regulation on subjective happiness through smartphone addiction.