Addicta: The Turkish Journal on Addictions; 2020;7(1):67-73
Gelişmeleri Kaçırma Korkusu, İnternet Bağımlılığı ve Psikolojik Belirtilerle İlişkileri
İM Orta
Atılım University, Ankara
Giriş
Son yıllarda internete sınırsız erişim sağlayan akıllı telefon kullanımının artması ile birlikte internet bağımlılığı toplumda önemli
bir sorun haline gelmiştir. Patolojik internet kullanımı olarak da ifade edilen bu kavram, internetin aşırı kullanımı ve kullanılmadığı
zamanlarda bireyde yarattığı rahatsızlığı ifade etmektedir. Bu durumun bilhassa gençler arasında oldukça yaygınlaşması araştırmacıların dikkatini çekmiştir ve bu konuda çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda internet bağımlısı olan bireylerin düşük
benlik saygısı ve yaşam doyumu gösterdikleri, depresyon ve kaygı geliştirme risklerinin fazla olduğu ortaya koyulmuştur. Tüm bu
olumsuz sonuçlar göz önüne alındığında internet bağımlılığının öncüllerini belirlemek önem arz eder.
Bu araştırmada internet bağımlılığı ile ilişkili olduğu düşünülen sosyal ortamda gelişmeleri kaçırma korkusu ele alınmaktadır. En
genel anlamıyla, bireyin başkalarının güzel deneyimlerini kaçıracağı düşüncesiyle yaşadığı bir tür kaygıdır. Bu durum, internet üzerinde sürekli bağlantıda kalmaya yönelik dayanılmaz bir isteğe ve dolayısıyla uzun süreli internet kullanımına neden olmaktadır.
Henüz yeni bir kavram olması dolayısıyla sınırlı sayıda yapılan çalışmalar gelişmeleri kaçırma korkusu ile aşırı internet kullanımı
ve aşırı sosyal medya kullanımı arasında ilişki olduğunu göstermektedir. Buradan yola çıkılarak, bu araştırmada gelişmeleri kaçırma
korkusunun internet bağımlılığını artıracağı, internet bağımlılığının da psikolojik belirtileri artıracağı düşünülmektedir.
Yöntem
Katılımcılar
Araştırmanın örneklemini, Ankara'da yer alan bir vakıf üniversitesi ve bir devlet üniversitesinde okuyan 322 (198 kadın, 124 erkek)
üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Öğrencilerin yaş ortalaması 22,16’dır. Kolaylama yöntemi ile seçilen örneklemin çoğunluğunu
İşletme (%66,1) ve Psikoloji (%32,3) bölümü öğrencileri oluşturmaktadır. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu akıllı telefon (%98), dizüstü
bilgisayar (%88,8) ve tablet (%46) kullanmaktadır.
Veri Toplama Araçları
Gelişmeleri Kaçırma Korkusu Ölçeği
Katılımcıların sosyal ortamda gelişmeleri kaçırma ve gelişmelerden haberdar olamama korkusu, Przybylski ve arkadaşları tarafından
geliştirilen ve Gökler, Aydın, Ünal ve Metintaş tarafından Türkçe' ye uyarlanan 10 maddelik Gelişmeleri Kaçırma Korkusu Ölçeği ile
ölçülmüştür. Katılımcılar bu maddelere (örn., “Başkalarının benimkilerden daha doyurucu deneyimler yaşadığından korkarım”) ne
derece katıldıklarını 5 dereceli Likert tipindeki ölçekte (1=“hiç doğru değil”, 5=“tamamen doğru”) değerlendirmiştir. Ölçeğin güvenirlik katsayısı (α) 0,76 olarak hesaplanmıştır.
İnternet Bağımlılığı Ölçeği
Katılımcıların internete ne düzeyde bağımlı oldukları, Young tarafından geliştirilen ve Bayraktar tarafından Türkçe' ye uyarlanan
20 maddelik İnternet Bağımlılığı Ölçeği ile ölçülmüştür. Katılımcılar internet kullanım sıklığıyla ilgili maddeleri (örn., “ Ne sıklıkla
arkadaşlarınızla birlikte olmak yerine interneti tercih edersiniz”) 6 dereceli Likert tipindeki ölçekte (1=“hiçbir zaman”, 6=“devamlı”)
değerlendirmiştir. Ölçeğin güvenirlik katsayısı (α) 0,90 olarak hesaplanmıştır.
Kısa Semptom Envanteri
Katılımcıların fiziksel ve psikolojik belirti düzeyleri Derogatis tarafından geliştirilen ve Şahin, Durak-Batıgün ve Uğurtaş tarafından
Türkçe'ye uyarlanan Kısa Semptom Envanteri'nin 27 maddesi ile ölçülmüştür. Katılımcılar belirtilerin (örn., “yalnızlık hissetmek “,
“gelecekle ilgili umutsuzluk duyguları”) son iki haftadır ne kadar varolduğunu 5 dereceli Likert tipindeki ölçekte (1=“hiç”, 5=“aşırı
düzeyde”) değerlendirmiştir. Ölçeğin güvenirlik katsayısı (α) 0,94 olarak hesaplanmıştır.
İşlem
Üniversite Etik Kurulu’ndan onay alınmasının ardından veri toplama aşamasına geçilmiştir. Gönüllü onam formunu dolduran öğrenciler gelişmeleri kaçırma korkusunu, internet bağımlılığını, psikolojik belirtileri, demografik bilgileri (örn., yaş, cinsiyet, bölüm vb.) ve
internet kullanım alışkanlıklarını (örn., günlük hayatta internette veya mobil teknoloji kullanarak çeşitli aktivitelerde geçirilen toplam
süre) ölçen anket maddelerini doldurmuşlardır. Sınıf ortamında gerçekleşen veri toplama işlemi yaklaşık 20 dakika sürmüştür.
Bulgular
Değişkenler arasındaki ilişkileri incelemek amacıyla yapılan korelasyon analizi sonucunda, internet bağımlılığı ile internette geçirilen süre (r=0,29, p<0,01), gelişmeleri kaçırma korkusu (r=0,33, p<0,01) ve psikolojik belirtiler (r=0,40, p<0,01) arasında pozitif
yönde ilişki olduğu bulunmuştur. Gelişmeleri kaçırma korkusunun ise internette geçirilen süre (r=0,21, p<0,01) ve psikolojik belirtiler (r=0,36, p<0,01) ile pozitif yönde ilişkisi olduğu görülmüştür. Ayrıca psikolojik belirtilerin yaş (r=-0,12, p<0,05) ve cinsiyet (r=-
0,15, p<0,01) ile negatif yönde, internette geçirilen süre (r=0,19, p<0,01) ile pozitif yönde ilişkisi bulunmuştur. Bağımsız örneklem
t-testi analizleri sonucunda kadın katılımcıların (Ort.=2,16) erkeklere kıyasla (Ort.=1,95) daha fazla psikolojik belirti gösterdiği; buna ilaveten 22 yaş altındaki katılımcıların (Ort.=2,80) diğerlerine kıyasla (Ort=2,63) daha fazla gelişmeleri kaçırma korkusu
yaşadığı bulunmuştur.
Araştırmanın hipotezlerini test etmek için Hayes tarafından geliştirilen Process programı aracılığıyla regresyon analizi yapılmıştır.
İnternet kullanım süresinin kontrol edildiği bu analiz sonucunda, gelişmeleri kaçırma korkusunun internet bağımlılığını, internet
bağımlılığının ise psikolojik belirtileri pozitif yönde yordadığı bulunmuştur. Buna göre, sosyal ortamda gelişmeleri kaçırma korkusunu
yüksek düzeyde hisseden katılımcılar hem doğrudan hem de internet bağımlılığı aracılığıyla yüksek düzeyde psikolojik belirti göstermektedir.
Tartışma
Araştırmanın bulguları, internet bağımlılığının gelişmeleri kaçırma korkusu ve psikolojik belirtiler arasındaki ilişkide aracı rol
oynadığını göstermektedir. Bu açıdan bulgular gelişmeleri kaçırma korkusunun, problemli internet kullanımı ve sosyal medya kullanımı ile ilişkisini inceleyen geçmiş çalışmalarla tutarlıdır. Buna ilaveten, mevcut bulgular Türkiye örnekleminde olumsuz duyguların
internet kullanımı ile ilişkisini gösteren geçmiş çalışmaları da desteklemektedir. Alan yazında gelişmeleri kaçırma korkusunun aracı
etkisini inceleyen pek çok araştırmadan farklı olarak mevcut araştırma bireyin çevrimiçi ortamda başkalarının güzel deneyimlerini
kaçıracağı düşüncesiyle yaşadığı korku ve kaygının, internet bağımlılığına neden olabileceğini ve dolayısıyla bireyin psikolojik sağlığını
olumsuz yönde etkileyebileceğini ortaya koyarak alan yazına önemli katkı sağlamaktadır.
Araştırmanın bazı sınırlıkları da bulunmaktadır. Örneğin, araştırmanın örnekleminin yalnızca üniversite öğrencilerinden oluşması
bulguların genellenebilirliğini kısıtlamaktadır. Buna ilaveten, kesitsel yöntem nedenselliğe yönelik çıkarımları sınırlamaktadır.
Gelecek çalışmalarda bu ilişkilerin farklı yöntemler kullanılarak (örn., boylamsal) çeşitli örneklemlerde (örn., ergenler, klinik gruplar) incelenmesi önerilir. Üniversite öğrencilerinin internet bağımlılığı geliştirme açısından riskli grup olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bunu belirleyen etmenlerin ortaya çıkarılması önem arz eder. Bu anlamda çalışmadan elde edilen bulguların, internet
bağımlılığının önlenmesinde ve tedavisinde, dolayısıyla psikolojik iyi oluşun desteklenmesinde, uygulamacılara ve araştırmacılara ışık
tutacağı düşünülmektedir.
Fear of Missing Out, Internet Addiction and Their Relationship to Psychological Symptoms
Internet addiction has become one of the most important problems of today's youth and received considerable attention from scholars. Research demonstrated significant impairments in psychological and social functioning among internet dependents. Given this, the present study aimed to investigate the relationship between fear of missing out (FoMO), internet addiction, and psychological symptoms. Based on research demonstrating that FoMO, the pervasive anxiety associated with the feeling that one is missing out others’ satisfying experiences, increases social media engagement, it was expected that FoMO would relate to internet addiction, which in turn would be linked to poor psychological well-being. The sample consisted of 322 undergraduate students who filled out items measuring FoMO, internet addiction and psychological symptoms. The regression analysis revealed that internet addiction acts as a mediator in the link between FoMO and psychological symptoms. That is, the participants’ greater FoMO is linked to higher levels of psychological symptoms both directly and indirectly through a higher level of internet addiction. Overall, the present study provides an insight into our understanding of the psychological and behavioral aspects of internet addiction, and thus, makes an important contribution to the promotion of mental health.