Nöropsikiyatri Arşivi; 2019;56(3):186-190
Madde Kullanımı Olan Olgularda HBsAg, Anti-HCV ve Anti-HIVSeroprevalansı: Retrospektif bir Değerlendirme
İ Altuğlu, S Tanyeri, A Zeytinoğlu, AE Altıntoprak
Ege Üniversitesi, İzmir,
Amaç: Madde kullanımı ve eşlik eden enfeksiyonlar önemli bir morbidite
ve mortalite nedenidir. Madde kullanımının yüksek olduğu bölgelerde
hepatit B virüsü (HBV), hepatit C virüsü (HCV) ve insan immun yetmezlik
virüsü (HIV) gibi viral enfeksiyonların prevalansı yüksektir. Ülkemizde
madde kullanımında bulaşıcı hastalıklar ile ilgili epidemiyolojik çalışmalar
kısıtlıdır. Bu kesitsel ve retrospektif çalışmada temel olarak söz konusu
hasta grubunda hepatit B yüzey antijeni (HBsAg), anti-HCV antikoru
(anti-HCV) ve anti-HIV antikoru (anti-HIV) pozitifliklerinin sıklığının
değerlendirilmesi amaçlanmıştır. İkincil olarak, damar içi madde
kullanımı olan hastalarda HBsAg, anti-HCV ve anti-HIV parametrelerinin
değerlendirilmesi hedeflenmiştir.
Yöntem: Çalışmada, 2013–2017 tarihleri arasında, denetimli serbestlik
(DS) uygulaması ile bir üniversite hastanesi bağımlılık polikliniğine
başvuran olguların dosya verileri ve tıbbi mikrobiyoloji seroloji
laboratuvarına viral parametrelerin rutin tetkiki için gönderilen kan
örneklerinin test sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Verilerin
istatistiki analizi 20.0 IBM SPSS programı ile yapılarak anlamlılık eşiği
p<0,001 olarak belirlendi.
Bulgular: Çalışmaya alınan 4357 hastanın 94’ünde (%2,2) HBsAg pozitif,
4451 hastanın 27’sinde (%0,6) anti-HCV pozitif, 4464 hastanın 10’unda
(%0,2) anti-HIV pozitif olarak saptandı. Hasta kayıtlarından elde edilen
bilgilere göre, 17 hastanın damar içi madde kullanımı öyküsü olduğu
belirlendi. Bu hastaların üçünde anti-HCV pozitif ve bir hastada anti-HIV
pozitif olarak saptandı.
Sonuç: Çalışmamızda elde edilen verilerde, damar içi madde kullanımı
olanlarda artmış HCV ve HIV prevalansı saptanırken, damar dışı yollarla
madde kullananlarda normal popülasyona göre farklılık gözlenmemiştir.
Bu grubun çok dikkatli bir şekilde izlenmesi, farklı bölgelerdeki oranların
belirlenerek ulusal verilerin oluşturulması, önleme programlarının
geliştirilmesi açısından çok önemlidir.
HBsAg, Anti-HCV and Anti-HIV Seroprevalance Among Drug Users: a RetrospectiveAssessment
Introduction: Drug abuse and co-occurring infections are associated
with significant morbidity and mortality. In regions with high rates
of drug usage, infections like hepatitis B virus (HBV), hepatitis C virus
(HCV) and human immunodeficiency virus (HIV) are highly prevalent.
Epidemiological studies on HBV, HCV and HIV infections among users of
illicit drugs are scarce in Turkey. The primary aim of this cross-sectional
and retrospective study was to determine the hepatitis B surface
antigen (HBsAg), anti-HCV antibody (anti-HCV) and anti-HIV antibody
(anti-HIV) seroprevalences in drug users who applied to a psychiatric
outpatient clinic of drug addiction of a university hospital. Secondarily,
the assessment of HBsAg, anti-HCV and anti-HIV parameters among
intravenous drug users was aimed.
Methods: Serum samples of all patients on probation who applied to
a psychiatric outpatient clinic of drug addiction of a university hospital
between 2013–2017 and sent to the department of medical microbiology
for routine serologic testing were included in the study. The serologic
results were obtained retrospectively from laboratory records. For the
statistical analysis of the data IBM SPSS 20.0 program was used.
Results: Among the studied individuals, the ELISA results demonstrated
the existence of HBsAg, anti-HCV and anti-HIV in 94 out of 4357 patients
(2.2%), 27 out of 4451 patients (0.6%) and 10 (0.2%) out of 4464 patients,
respectively. According to the records, 17 of the patients reported
intravenous drug usage. Among this patient group, three patients were
found to be anti-HCV positive and one patient was found to be anti-HIV
positive.
Conclusion: In our study, the prevalence of HCV and HIV was increased
in patients with intravenous drug usage, whereas in non-intravenous
drug users the prevalence is similar to the normal population. In order
to plan prevention and harm reduction services for this high-risk
population, more national data is needed on HBV, HCV and HIV rates
among this group.