The Journal of Neurobehavioral Sciences; 2018;5(3):177-183
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda sık görülen komorbid durum ve hastalıklar, ortakgenetik etkenler
H Gül, B Öncü
Ankara Üniversitesi Ankara
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), dikkatsizlik, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirtileriyle seyreden nörogelişimsel
bir bozukluktur. DEHB’nin etiyolojisinde genetik, sosyal ve fiziksel faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir.
Bu yazıda DEHB ile komorbiditesi yüksek olan durum ve hastalıklar ve DEHB etiyolojisindeki genetik faktörler- komorbidite ilişkisinin
ele alınması hedeflenmiştir. Bu amaçla Pubmed, Google Akademik ve diğer çevrimiçi arama motorları taranmış, elde edilen veriler
temel bilgilerle birleştirilerek sunulmaya çalışılmıştır. DEHB’den sorumlu olduğu öne sürülen genetik faktörlerle ilgili çalışmaların
sonuçlarının çelişkili olması, bozukluğun heterojenliğine, genetik ve çevresel etkenlerin oluşturduğu epigenetik değişikliklerin
etkisine ve çalışmalardaki istatistiksel kısıtlılığa bağlı görünmektedir. Bu sınırlılıkların aşılabilmesi için, daha büyük örneklemlerde
genetik ve çevresel faktörlerin aynı anda ele alındığı çalışmaların gerekliliği açıktır.
Comorbıd situations, comorbid psychiatric disorders and common genetic factors in attention deficit hyperactivity disorder
Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) is a heterogeneous neurodevelopmental disorder characterized by inattention,
hyperactivity and impulsivity. Genetic, social and physical factors are thought to be influential in the etiology of ADHD. In this
review, we focus on diseases with high comorbidities with ADHD, study results on genetic factors in the etiology of ADHD, and the
relationship between genetic factors and comorbidities. The challenges of the results on genetical factors could be related with the
heterogeneity of the disorder, the effects of epigenetic changes caused by genetic and environmental factors, and the statistical
limitations of the studies. In order to overcome these limitations, it is clear that the larger studies should address genetic and
environmental factors at the same time.