Son yıllarda yapılan araştırmalar anksiyete ve depresyonun birlikteliğine ve tanı örtüşmelerine dikkatleri çekmiştir. Özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerinde daha sık görülen, eşik altı ya da eşik düzeydeki bu karma durumlar tanı ve tedavi yaklaşımları açısından dikkate değer bir sorun oluşturmaktadır. Sınıflama sistemlerinde kesinleşmiş bir tanı alt başlığı olarak yer almamış ya da henüz üzerinde uzlaşılmamış olan karma anksiyete ve depresyon (KAD) tanı kavramı, bu tartışmaya olanak veren bir model olma özelliği kazanmış durumdadır. Bu yazıda KAD kavramının geçerliliği, sınırlı olan etiyolojik, epidemiyolojik ve klinik bulguların ışığında tartışılmaya çalışılmıştır.