Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi; 2017;24(2):105-115
Çocuklarda Olumsuz Otomatik Düşüncelerin Yaygınlığı ve Olumsuz Otomatik Düşüncelerin Sosyodemografik vePsikolojik Değişkenlerle İlişkisinin İncelenmesi
DA Ergen, EG Kapçık
Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara
Amaç: Bu çalışmanın amacı çocuklarda olumsuz otomatik düşüncelerin (OOD) yaygınlığı ile OOD’lerin benlik saygısı,
depresyon ve kaygı belirtileriyle ilişkisini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda OOD’lerin yaygınlığı ile OOD’lerin
cinsiyet ve anne-baba eğitim düzeyi gibi değişkenlere bağlı olarak farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Ayrıca
OOD’lerin benlik saygısı, depresyon ve kaygı gibi ruhsal belirtilerle ilişkisi değerlendirilmiştir. Yöntem: Yaygınlığı
değerlendirmek üzere Ankara ilinin Çankaya ilçesine bağlı ortaokullara devam eden toplam 1722 öğrenci, ‘Çocukların
Otomatik Düşünceleri Ölçeği (CODÖ)’ni, ruhsal belirtilerle OOD’lerin ilişkisini değerlendirmek üzere ise bir ortaokuldan
toplam 158 öğrenci, CODÖ’ne ek olarak Coopersmith Özsaygı Envanteri, Çocuklar için Durumluk Sürekli Kaygı
Envanteri ve Çocuklar için Depresyon Ölçeğini doldurmuşlardır. Sonuçlar: Analizler, öğrencilerin %23,8’inin OOD’lere
sahip olduğunu, en yaygın OOD’lerin ise sırasıyla düşmanlık, fi ziksel tehdit, kişisel başarısızlık ve sosyal tehdit
olduğunu göstermiştir. Ayrıca, özel okula devam eden, annesi bir işte çalışan ve anne eğitim düzeyi daha yüksek olan
öğrencilerde OOD’ler daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca, OOD’lerin benlik saygısı ile negatif, sürekli kaygı ve depresyon
belirtileriyle ise pozitif yönde ilişkili olduğu görülmüştür. Tartışma: Düşmanlık ve fi ziksel tehditle ilgili OOD’lerin
daha yaygın bulunması, okul psikolojik danışmanlarının ve çocuk ruh sağlığı uzmanlarının gerçekleştirecekleri önleme
ve müdahale çalışmalarında dikkate alacakları OOD’ler hakkında bilgi sağlamaktadır.
Prevalence of Negative Automatic Thoughts in Children and Investigation of Their Relationships with Demographic and Psychological Variables
Objective: The aim of the present study was to investigate the prevalence of negative automatic thoughts (NATs) in
children and their relationships with self esteem, depression and anxiety symptoms. in line with this objective, the
prevalence of NATs and whether they differed or not, related to variables such as gender and levels of parental education
was assessed. Additionally the study aimed to examine the relationship between NATs and manifesting psychiatricsymptoms
such as anxiety, depression and self esteem. Method: in order to assess the prevalence of NAT’s,
a total number of 1772 secondary school students that had been living in Çankaya district of the city Ankara within
the timeframe of the study fi lled in “ Children’s Automatic Thoughts Scale (CATS)”. To examine the relationship between
psychiatric symptoms and NATs, another secondary school group that included 158 children in total were also
asked to complete “Coopersmith Self-Esteem inventory”, “State Trait Anxiety inventory for Children” and “Children’s
Depression inventory” along with CATS. Results: Analyses showed 23,8% of the students had NATs and most common
NATs were hostility, physical threat, personal failure and social threat, respectively. Children attending private
schools, who had working mothers and higher maternal education levels had higher levels of NATs. Moreover, it was
found that a negative correlation between NATs and self esteem existed, whileNATs and symptoms of trait anxiety
and depression were positively correlated.. Discussion: The fi nding that prevalence of NATs related to hostility and
physical threat being much more common than others might provide valuable information to school counselors and
child mental health specialists in considering the type of NATs to choose ,both for preventive work and intervention.