The Journal of Neurobehavioral Sciences; 2017;4(3):134-137
Şizofreni ve rastlantisal koroid fissür kisti birlikteliğinde elektrokonvulsif tedavi: olgu sunumu
YHA Balcıoğlu, TD Berkol, FE Çevik, F Öncü, G Özgen
Bakırkoy Prof. Dr. Mazhar Osman Training and Hospital, İstanbul
Koroid fissür kisti (KFK) çoğunlukla rastlantısal saptanan ve belirgin klinik belirtilerle seyretmediği kabul edilen bir kafa içi yer
kaplayan lezyondur. Yer kaplayıcı lezyonlar ile psikotik bozuklukların birlikteliği birçok çalışmada bildirilmiş olsa da KFK ve şizofreni
birlikteliğinin literatürde gösterilmemiş olduğu dikkat çekmektedir. Elektrokonvulsif tedavi (EKT) kafa içi yer kaplayıcı lezyonu olan
hastalarda sıklıkla rölatif kontraendike olarak kabul edilse de son yıllardaki çalışmalar bu lezyonların olduğu ve tedaviye dirençli
psikiyatrik hastalarda EKT kullanımını cesaretlendirmektedir. Yazımızda 21 yaşında, tedaviye dirençli şizofreni tanısı almış, rastlantısal
olarak KFK saptanan ve 9 seans bilateral ve modifiye EKT uygulanması sonucu klinik iyileşme izlenen bir hasta sunulmuştur. Kafa
içi yer kaplayıcı lezyonların varlığında EKT uygulanırken temkinli yaklaşılması önerilmektedir. EKT kafa içi basıncı arttırarak bu
lezyonların rüptüre olmasına neden olabilir. Ancak son yayınlar belirgin ödem veya kafa içi basınç artışı bulgusu olmayan vakalarda
EKT’nin güvenle kullanılabileceğini desteklemektedir. Vakamızda herhangi bir kafa içi basınç artışı bulgusu veya nörolojik defisit
bulunmamaktaydı ve bu nedenle EKT tercih edildi. Bu olgu sunumu, kafa içi yapısal lezyonu olan psikiyatrik hastalarda EKT’nin etkin
ve güvenilir bir biçimde kullanılabileceğine dair kanıt sunmayı amaçlamıştır. Ancak bu durumda tüm risklerin varlığı göz önünde
bulundurularak nöroşirurjiyenlerin görüşleri alınmalı ve kar-zarar hesabı yapılarak son karar verilmelidir.
Electroconvulsive therapy in schizophrenia with coincidental choroidal fissure cyst: A case report
Choroidal fissure cyst (CFC), an intracranial space-occupying mass, is often incidentally identified and generally regarded not
to present with overt clinical signs. The concurrence of space-occupying lesions with psychotic disorders have been reported in
numerous cases; however, to the best of our knowledge, co-occurrent CFC and schizophrenia have not been published before in
the literature. Electroconvulsive therapy (ECT) has been frequently considered relatively contraindicated in patients with spaceoccupying
lesions in the brain; nevertheless, in the last few years, increased numbers of studies encourage clinicians to treat drugresistant
psychiatric patients with ECT. Here we present 21-year-old male patient, who has been diagnosed with antipsychoticresistant
schizophrenia with a coincidental CFC who have been clinically improved by bilateral and modified nine sessions of ECT.
It is recommended to be deliberate if ECT will be applied to the patients with intracranial mass on the treatment phase. ECT may
cause some side effects by increasing intracranial pressure on the patients, including rupture of cystic lesions. However, recent
publications stated that ECT could be used safely in cysts, which do not cause edema or intracranial pressure increase. Our patient
has not been presented any intracranial pressure signs nor neurological deficits. This report supports the safety and efficacy of
ECT in the treatment of psychiatric disorders accompanied by intracranial structural lesions; nevertheless, all the risks ought to
be taken into account cautiously when ECT becomes an issue for the psychiatric patients with intracranial mass and the opinion of
neurosurgeons should be taken with calculating the benefit-loss ratio.