Anksiyete bozuklukları yüksek düzeyde sosyal ve mesleki işlev kaybı yaratan, yaşam kalitesini bozan psikiyatrik bozukluk grubudur. Son dönemde yapılan epidemiyolojik araştırmalar bu bozukluk grubunun yüksek yaygınlık oranlarına sahip olduğunu göstermiştir. Geçmiş yıllarda depresyon ve şizofreni olgularında sıkça incelenen damgalanma kavramı son dönemde anksiyete bozukluklarında da tanı ve tedaviyi olumsuz yönde etkileyen, hastaların tedavi hizmetlerinden yararlanmalarını engelleyen bir etken olarak değerlendirilmektedir. Yeterli sayıda araştırma bulunmamakla birlikte, obsesif-kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğunda daha fazla olmak üzere damgalanmanın hasta ve hastalığa karşı toplum tutumunu olumsuz olarak etkilediği, hastanın tedavi hizmetlerinden yararlanmasını engellediği söylenebilir. Bu yazıda anksiyete bozukluklarında damgalanma ile ilişkili literatür gözden geçirilmiştir.

Anxiety disorders are a group of psychiatric disorder that are associated with severe social and occupational impairment and that decrease the quality of life. In recent epidemiological studies, it has shown that their prevalence is very high. The concept of stigmatization, which is studied for depression and schizophrenia, formerly is suggested as a factor which negatively affects diagnosis and treatment of anxiety disorder as well and which blocks help seeking and access to mental health services. Although there is no adequate study, especially for obsessive-compulsive disorder and posttraumatic stress disorder the stigmatization influences negatively on public attitude towards patients and disorder and inhibits the patients to utilize mental health treatment. This article reviews the literature related stigmatization of anxiety disorders.