Psikiyatri Hem?ireli?i Dergisi; 2015;6(1):1-8
İlköğretim öğrencilerinde depresif belirti sıklığı ve ilişkili faktörler
F Adana, Ö Uluman, H Arslantaş, F Ergin
Adnan Menderes Üniversitesi, Aydın
Amaç: Çalışma, ilköğretim öğrencileri arasında depresif belirti sıklığı
ve ilişkili olduğu etmenlerin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Gereç ve Yöntem: Bu kesitsel araştırma, Kars merkezde bulunmakta
olan bir ilköğretim okulunda, 435 ilköğretim öğrencisi ile yürütülmüştür.
Araştırmaya 8–13 yaş aralığında öğrenciler dahil edilmiştir.
Veriler; genel bilgiler formu ve Çocuklar İçin Depresyon Envanteri ile
toplanmıştır. Verilerin karşılaştırılmasında ki-kare testi ile fisher’in kesin
testi kullanılmıştır.
Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamaları 9.96±0.89
(8–13), depresyon ölçeği puan ortalaması 9.68±4.84 (0–54) olup,
%6.9’unun (n=30) depresyon ölçeği puanının 19 ve üstü olduğu bulunmuştur.
Öğrencilerde sağlık sorunu olanların, başarı durumu kötü
olanların, anne ve baba ile günlük baş başa zaman geçirmeyenlerin
depresyon puanlarının daha yüksek olduğu (p<0.05), cinsiyetin, do-
ğum yerinin, sınıfta nerede oturduğunun, derslerinde yardımcı olan
birinin var olup olmamasının, ders dışı sosyal aktivitelere ilgi isteğinin
depresyon puanını etkilemediği belirlenmiştir (p>0.05).
Sonuç: Anne ve baba ile zaman geçirme ve okul başarı durumunun
depresif belirti görülme durumu üzerinde etkili olduğu düşünülünce,
ailelerinin, çocuklara destek ve olumlu yaklaşımlarda bulunmaları konusunda
bilgilendirilmesi son derece önemlidir. Öğretmenler de aile
dışında çocuk ile en fazla zaman geçiren kişiler olmaları itibariyle bu
sorunun en erken dönemde tespit edilmesi bakımından çocukluk depresyonu
konusunda bilgi sahibi olmalıdırlar. Bunun dışında okul sağlığı
hizmetlerinin bir parçası olarak sağlık personelinin farkındalığını artırarak
okul sağlığı taramaları içinde depresif belirtileri saptamaya yönelik
çalışmalara da yer verilmesi erken tanılama açısından önemli olacaktır
Depressive symptom İncidence and related factors in primary education students
Objectives: This study was performed to determine depressive symptom
incidence and related factors in primary education students.
Methods: This cross-sectional study was conducted with 435 students
between the ages of 8–13 in a primary education school in Kars’ city centre.
The data were obtained with a general information form, Children’s
Depression Inventory, as well as a questionnaire completed while under
observation. Chi-square test and Fisher’s exact test were used to compare
the data.
Results: The average age of study participants was 9.96±0.89 (8–13), average
value of depression scale was 9.68±4.84 (0–54), with a value >19 for
6.9% of students (n=30). It was determined that depression levels in students
with health problems, low academic standing, and a lack of parental attention
were higher (p<0.05). Gender, place of birth, seating arrangement in
class, presence of a tutor, and involvement in social activities did not affect
depression levels (p>0.05).
Conclusion: Considering the influence of parental attention and academic
standing on depressive symptom incidence, it is important to inform families
how they can best support their children and prepare them to succeed.
As teachers spend the greatest amount of time with children outside of their
immediate family, they must understand childhood depression for early
detection of this problem. Additional studies addressing the effectiveness of
increased training of health services staff in schools in detecting depressive
symptoms are recommended