Kriz Dergisi; 1999;7(2):9-16
Psikiyatrik kriz vakalarında hatalı otomatik düşünceler ve fonksiyonel olmayan tutumların sıklığı
HD Özgüven
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı
Amaç: Bu araştırmanın amacı bilişsel çarpıtmalar ve foksiyonel olmayan tutumların kriz durumuna yatkınlık yaratıp-yaratmadığının belirlenmesidir.
Yöntem: Araştırmada 50 kişiden oluşan kriz vakaları grubu ile onlar ile cinsiyet, yaş ve eğitim süresi yönlerinden eşleştirilmiş 50 kişiden oluşmuş bir kontrol grubu kullanılmış ve bu kişilere bir anket formu ile Beck Depresyon Ölçeği, Beck Anksiyete Envanteri, Otomatik Düşünceler Ölçeği ve Foksiyonel Olmayan Tutumlar Ölçeği uygulanmıştır.
Bulgular: Kriz grubu İle kontrol grubunun uygulanan bütün ölçeklerden aldıkları puanlar arasında istatistiksel bakımdan anlamlı fark olduğu görülmüştür. Aynca anne-baba ailesi parçalanmış bir kişi olmak, bir yakınını ölüm İle kaybetmek, kayıp dışında ruhsal travmalar yaşamış olmak, sözel, fiziksel ya da cinsel istismara uğramış ya da uğruyor olmak ve daha önce intihar girişiminde bulunmuş olmak kriz durumu yaşamada risk faktörüdür.
Tartışma ve Sonuç: Bu araştırmanın bulguları kriz vakalarında bilişsel çarpıtmaların ve fonksiyonel olmayan tutumların sıklığının kontrollerden istatistiksel bakımdan anlamlı düzeyde daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu sonuç kriz durumunun ortaya çıkmasından bu kişilerdeki bilişsel sınırlılığın etkili olabileceğini ve krize müdahale yaklaşımında hatalı otomatik düşünceleri ve fonksiyonel olmayan tutumları ele alan bilişsel terapi yaklaşımlarının yararlı olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca belirlenen risk faktörlerini taşıyan kişi ve grupların saptanarak bunlara koruyucu hizmetlerin götürülmesi gereklidir.
The prevalence of cognitive distortions and dysfunctional attitudesin psychiatric crisis cases
Object: The aim of this study is to determine if cognitive distortions and dysfunctional attitudes create trends to crises states.
Method: 50 crisis patients were matched with control group by means age, sex and education. All subjects were given an interview form and Beck Depression Inventory, Beck Anxiety Inventory, Automatic Thoughts Quesstionnaire, Dysfunctional Attitude Scale.
Results: Crisis patients had higher scores than the control group in all scales. In addition, parental divorces or separation, loss of a significant other by death, other psychological traumas, verbal, physical or sexual abuse and suicide attempts were the risk factors in crisis situations. Conclusion: We found that the frequency of the cognitive distortions and dysfunctional attitudes in crisis cases were more than the control cases. This result may show that the cognitive limitations of these persons can be effective on arising of the crisis situations and it has been thought that cognitive therapy approaches can be useful in the crisis intervention. Moreover, it's necessary to bring the prevention services to persons and groups with the indicated risk factors.