Kültür merkezli araştırma, psikolojik danışmanların özellikle Batı kültürü dışındaki bireylerin bakış açılarını anlamaları için araştırma yapmalarına yarayacak bir model olarak sunmaktadır. Yazarlar kültür merkezli araştırmayı Batı kültürü dışındaki kültürlerden gelen bireyler hakkında yanlış genellemelere, uygun olmayan uygulamalara ve yapıların yanlış yorumlanmasına neden olabilecek geleneksel araştırma yöntemlerindeki yanlılık ile üstü örtük kültür merkezliliğe ve psikolojik danışmanların etkililiğini sağlamaya dikkat çekmektedir. Ne var ki klinik uygulamalar için temel olabilecek Batı kökenli bilimsel bilgiye odaklanan çok az tartışma vardır. Yazarlar psikolojik danışma ve psikoloji alanındaki araştırmaların tarihçesinden söz ederek alternatif araştırma yöntemleri sunmakta ve psikolojik danışmanların etkililiğini artırmak için kültüre duyarlı birkaç klinik müdahalenin ana başlıklarını vermektedir. Bu tartışma özellikle kendi ülkelerindeki kültürel konuları keşfetmeye çalışan psikolojik danışma alanındaki meslektaşlar için değer taşımaktadır. Dahası, yazarlar, psikolojik danışma alanındaki araştırmaların Batılı bakış açısının dışında kültürel değerleri onurlandıran bir dönüşüme gerek olduğunu belirtmektedirler.

Culture-centered research is introduced as a model that counselors can use to engage in more authentic forms of investigation, particularly when exploring phenomena related to non-Western peoples. The authors assert that culture-centered research addresses the inherent ethnocentrism and bias in traditional research methodologies that lead to inaccurate application and interpretation of constructs, faulty generalizations about non-Western client populations, and compromised efficacy among counselors. However, little discussion has focused on Western-oriented scientific knowledge that serves as a foundation for clinical practice. In a review of the literature, the authors provide an historiography of research in counseling and psychology, offer alternative research methodologies, and outline several culturally informed clinical interventions to enhance counselor efficacy. This argument is of particular value to international counseling scholars who seek to explore cultural issues within their own countries. Furthermore the authors call for a transformation within counseling research that honors the cultural mores outside of the Western paradigm.