Depresyona ilişkin gözlemler, insanlık tarihi boyunca, değişik çağlarda, değişik toplumlarda, çeşitli mitolojilerde, eski ve simavi dinlerde yer almıştır. Antik çağlardan itibaren depresyon örneklerine ait birçok kayıt bulunmaktadır. Tarih öncesi dönemlerde depresyon Niobe’nin ağlayan taş yüzü ile sembolleştirilmiştir. On altıncı yüzyıla kadar teolojik inanışlar hâkimiyet kazanmış ve hastalıkların şeytani güçlerin egemenliğinden kaynaklandığı düşünülmüştür. Ruhsal hastalıkların, çağına özgü bilimsel yaklaşımla adlandırma ve sınıflandırma çalışmaları Hipokrat\\'la başlamış ve depresyon için melankoli kelimesini kullanmıştır. Rönesans döneminde başlayan anatomik diseksiyonlar ile birlikte ruhsal hastalıklara yeni bir bakış açısı gelişmiştir. Ondokuzuncu yüzyıla gelindiğinde ise ruhsal hastalıklarda organik nedenlerin ve genetiğin rol oynadığı savunulmuş, bunlar ile ilgili çalışmalar hız kazanmıştır. Bu yüzyılda atılan temeller üzerinde gelişen 20. yüzyıl psikiyatrisi, genetik, beyin biyokimyası, elektrofizyolojik ve radyolojik yenilikler, teknolojinin ilerlemesi ile gelişen ilaç biliminin olağanüstü katkıları sayesinde yepyeni bir boyut kazanmıştır. Bu makalede dünden bugüne depresyon hakkında bilinenler, tarihsel bakış açısıyla tekrar gözden geçirilmiştir.

Observations of depression took place throughout human history, during different ages, among different societies, in various mythologies, old and Simavi religions. There are many recorded instances of depression since ancient times. In prehystoric ages, depression is symbolized with weeping Stone face of Niobe. Until the sixteenth century, theological beliefs became dominant and it is been thought that diseases arise due to the dominion of evil forces. The naming and classification studies of mental disorders with age-specific scientific approach is started with Hippocrates and melancholy word has been used for depression. A new perspective has been developed for mental disorders along with the anatomic dissections which began during the Renaissance period. By the nineteenth century, it is been defended that organic reasons and genetics cause mental disorders and relevant studies gained momentum. Psychiatry of 20th century has gained a whole new dimension due to the extra ordinary contributions of medicine science which improved with the genetics, brain biochemistry, electrophysiological and radiological innovations and improved technology. In this article, known facts about depression is revised from past to present with hystorical perspective.