Hukuki karar aşaması sadece mutlak gerçekler üzerine kurulu değildir. Karar verilirken teknik desteğin yanında tanıkların görüşlerine de yer verilir. Bundan dolayı yargılama gerek tanığın gerekse tekniğin yol gösterdiği ispatlanmış duruma göre yapılır. Kriminoloji bilimi, karar verme aşamasında yargılayan kişiye, tanıkların psikolojisini tanıma ve yorumlama yeteneği kazandırmıştır. Adli tıpta önemli olan, tanıkların psikolojisinden hareketle doğruyu söyleyip söylemedikleridir. Tanıklarda bazen psikiyatrik problemler bulunduğundan ister istemez yalan söylemektedirler. Aynı şekilde bazı tanıklar bellek kaybına uğramaktadırlar. Bu tip tanık halleri psikiyatrik görüşme ile anlaşılabilmektedir. Tanığın sıfatı da tanıklığın güvenirlik ve geçerlilik özelliğini etkilemektedir. Psikiyatristlerin uzman sıfatıyla tanıklıkları da giderek önem kazanmaktadır.

Legal decision process is not only established on absolute realities. By decision, beside technical support the opinion of witnesses is also allowed. Therefore, the judgment is made according to proven state that is led by both of technique and witness. The criminology has enabled the judicial to recognize and interpret the psychology of witness at legal decision process. In forensic medicine, it is important whether witness say the truth. In some condition, because of psychiatric problems witnesses can lie. Similarly, some witnesses can suffer from amnesia. Such these witness conditions can be evaluated by psychiatric interview. The status of witness can affect the validity and reliability of witnessing. The witnessing of psychiatrist as a specialist is gaining importance.