Sizler yarın birer öğretmen olarak yurdun her tarafına dağılacaksınız. Karşılaşacağınız problemler, sorumluluklar, ve ödevlerinizin çok ağır olduğunu takdir etmemek imkânsızdır. Yalnız şunu belirtmek icap eder ki sizlerin ödevi, çalışma sahanızdan dolayı, son derecede yüklü ve mesuliyetlidir. Zira ileride, kendisine ve topluma faydalı olacak bir kimseye ilk bilgiyi - görgüyü ve sosyal kuralları öğreteceksiniz. Bugünün öğretmeni bir çocuğa yalnız okuma - yazma ve sınıf geçmeyi öğretmeyecektir. Bunların yanında çocuğun o devredeki ve bilhassa daha sonraki devrelerdeki sosyalleşmeyi yani toplum içinde, toplumun bir parçası olarak yaşama kurallarını da öğreteceksiniz.
Sizler yarının nesline önderlik edeceksiniz. Gerek bilginizle ve gerekse görgünüzle çocuklara ve çeşrenizdeki kimselere liderlik yapacaksınız. Ve seneler sonra bunun meyvasını, zevkini tadacaksınız.
Sizler çocuklarla meşgul olacaksınız. Onlar sizlerden çok şeyler bekleyecekler: Evvelâ onlara okumayı, yazmayı öğrenmeyi ve bunun zevkini vereceksiniz. Bir sanatkâr, iyi bir eser yaratabilmesi için elindeki materyeli, iyi tanıyıp bilmesi icap eder. Sizlerin materyeli de Çocuk'tur. Acaba sizler, yetişmiş birer genç olarak bir çocuğun ruhunu biliyor musunuz? Hepimiz o devreden geçmekle beraber, o günler çok uzaklarda kaldı. Genellikle yetişkinler, çocukluk devrelerini unuturlar ve dolayısıyla bir çocuğun yaşına göre ruhî durumunu takdir edemezler. Sizler de birer sanatkârsınız. Sanatınız, ve eseriniz bedenen ve ruhen kendisine ailesine ve topluma yararlı insan yetiştirmektir. Materyeliniz çocuktur. Fakat diğer sanatkârlarda olduğu gibi sizlerin iyi materyelleri seçmek, iyi olmayanları işlememek gibi bir tercihiniz yoktur. Sınıfınıza gelecek olan çocukları olduğu gibi kabul etmeye, sevmeye ve yetiştirmeye mecbursunuz. Bu çocuklar arasında zeki olanlar ve daha az zeki olanlar, sevimli olanlar, çekingen olanlar, girişken olanlar, utangaç olanlar, çok konuşanlar, az konulanlar, hareketli olanlar, ve sakin olanlar bulunacaktır. Sizlerin bunları tanıması, bilmesi ve onların seviyesine inerek onlara yaklaşarak, onları kazanmayı, sevmeyi, sevilmeyi, okuma zevkini ve ilk aileyi sosyalleşmeyi gösterip, öğretmesi icabeder. Bunun kolay olduğunu zannetmeyiniz. Zorluk, karşınıza çıkan çocuğu tanımakta, bilmekte ve onun seviyesine inmektedir. Bugün ben sizlere çocukların umumî karakterlerini, ve ruhî yapılarından ve onların ihtiyaçlarından bahsedeceğim.