Yeni Symposium; 1996;34(1-2):3-9
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Teşhis Edilen Bir Vak'ada Görülen Histrionik ve Borderline Kişilik Yapısı Özellikleri
M Savrun, A Duran, S Tüzgen, S Özertürk, M Uğur
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Psikiyatri ABD, İstanbul
Dokuz yıl ewel konversiyon şikayetleri ile başlayan daha sonra birtakım borderline kişilik bozukluğu
semptomlarının görüldüğü, arkasından elektroensefalografi (EEG) tetkiki ile epilepsi teşhisi konan
polisemptomatik bir vak'ada son iki ay içerisinde ortaya çıkan altı değişik kişilik alterinin görülmesi ile hasta
çoğul kişilik bozukluğu - "Dissosiyatif kimlik bozukluğu" olarak değerlendirildi. Elde edilen tanı ve bulgular
mevcut literatür bulgularının ışığında tartışıldı.
Histronic and Borderline Persoanlity Features in a Case With a Diagnosis of Dissociative Identity Disorder
A case which began with some conversion symptoms nine (9) [year]s ago has developed some sympoms
related to borderline personality disorder. After some time this polysymptomatic case was evaluated
electoencephalographicaly for the seizure disorder and was diagnosed as epilepsy. This case began to
show multiple personality disorder - "dissociative identitiy disorder" since two [month]s by demonstraiting
six different alters of personality. So the case is diagnosed as multiple personality disorder - "dissociative
identity disorder". The diagnosis and the symptoms are evaluated under the view of the present literature.
GIRIS
Çogul kisilik bozuklugu "Dissosiyatif kimlik bozuklugu"
nun çocukluk döneminde cinsel taciz, fizik
taciz gören kisilerde veya iki durumu birden ayni zamanda
yasayan kisilerde görüldügünü bildiren çok
sayida yayin bulunmaktadir (Sbearer ve ark, 1990).
Ayni zamanda benzer durumlari yasayanlarda madde
bagimliligida kontrollara nazaran daha sik görülmektedir.
Herman ve arkadaslarinin yaptiklari çalismalarda
ise daha çok kadinlarda görülen, temelinde
cinsel tacizlerin yattigi borderline durumlarda kisilerin
normallere nazaran daha impulsif, tahrip edici,
madde bagimlisi olduklari bildirilmektedir (Herman
ve ark, 1989). Keza ayni arastirmacilar cinsel taciz
olayinin yanisira fizik taciz olayinin ve çocugun erken
dönemlerde çok büyük dehset tablolarina sahit
olmasinin da benzer durumlarin ortaya çikmasinda
rolü oldugu üzerinde durmuslardir. Bryer ve arkadaslari
ise gene ayni sekilde yaptiklari çalismalarinda
çocukluk dönemlerindeki taciz durumlarindan bi-
• Istanbul Üniversitesi Cerrahpasa Tip Fakültesi Psikiyatri
Anabilim Dali
•• Istanbul Üniversitesi Cerrahpasa Tip Fakültesi Nörosinirji
Anabilim Dali
rini veya ikisini birden yasayanlarin eriskinlik dönemlerinde
daha çok ruhi problemlere sahip olduklarini
bildirmektedirler (Bryer ve ark, 1987). Ludolp
ve arkadaslari ise yaptiklari çalismalarinda borderline
bozukluk durumu gösteren vakralarin kontrollarla
kiyaslandiklarinda, bunlarin daha anlamli bir
oranda bes yastan önce ebeveynlerinden ayrilmis
çocuklar olduklarini, bakimsizlik ve ilgisizlikten dolayi
da her türlü travmatik duruma maruz kaldiklari
üzerinde durmuslardir (Ludolpb ve ark, 1990). Keza
Bliss ise yaptigi bir çalismada çogul kisilik bozuklugu
veya "dissosiyatif kimlik bozuklugu" durumundaki
hastalarda ortaya çikan semptomlari gruplamistir.
Arastirmaci anksiyete semptomlarini, histrionik belirtilerin,
fobik durumlarin, depresyon ve intihar durumlarinin,
hatta düsünce içerikli bazi sizofrenik
semptomlarin dahi "dissosiyatif kimlik bozuklugu"
gösteren kisilerde kontrollara kiyasla çok daha yüksek
oranda görüldügünü bildirmektedir (Bliss,
1980).
Bunlarin yanisira Devinsky, Putnam ve arkadaslari
ise dissosiyatif durumlar ile epilepSi arasindaki
iliskileri arastiran bazi çalismalar yapmislardir. Çalismacilar
"dissosiyatif kimlik bozuklugu" durumunun
epilepsi ile alakasi oldugunu arastirmak için müsterek
semptomlari olan alti hasta üzerinde çalismislar-
-