Histeri, Hipokrat tarafından tanımlandığından beri genel tıp ve psikiyatrinin en çok tartışılan konularından biri olmuştur. Zaman içinde kadın cinsiyeti ile ilişkilendirilen "histerik kişilik" kavramı ortaya çıkmış ve damgalamadan kaçınmak amacıyla tanı sistemlerinde yerini "histriyonik kişilik" terimine bırakmıştır. Ancak halen psikanalitik kuramcılar sağlıklı-olgun histerik ve sağlıksız-infantil histerik-histrionik kişilik biçiminde iki farklı tanımlama yapmaktadır­lar. Bazı yazarlar ise histerik ve histrionik kişiliği iki farklı bozukluk değil de, aynı devamlılığın farklı noktalarındaki bozukluklar olarak kabul etmektedir. Öte yandan, disosiyatif bozukluk, konversiyon ve somatizasyon bozukluğu başlıkları altında toplanabilen "histeri" ve "histerik kişilik" terimlerinin artık bırakılması gerektiği de savunul­maktadır. Bu yazıda esas olarak histriyonik kişilik bozukluğunun gözden geçirilmesi amaçlanmış, özellikle tarihsel gelişimine ve histe­rik kişilik ile farklılıklarına değinilmiştir.

Since "hysteria" was first defined by Hippocrates, it has been one of the most discussed topics of both general medicine and psychiatry. Later the concept of "hysteric personality" , which was often associated with female gender, appeared -and it was placed by "histrionic personality" in current diagnostic systems in order to avoid stigmatization. However, psychoanalytic theorists still has two distinct definitions as healthy-mature hysteric and unhealthy-infantile hysteric-histrionic personality. Some authors consider hysteric and histrionic personalities not as two distinct disorders, instead as two different gradations along the same continuum. On the other hand, it is also suggested that the definitions of "hysteria" and "hyseric personality" which can be placed under the diagnoses of dissociative, somatization and conversion disorders should be left. In this paper, although histrionic personality disorder is primarily concerned, historical development, hysteric personality and their differences are also mentioned.