Elektrokonvülsif terapi (EKT) psikiyatrideki ilk biyolojik tedavilerden biri olarak 1938'den bu yana etkin bir araç olarak uygulanmaktadır. Yıllar içinde, nöroleptikler, antidepresanlar ve lityumun geliştirilmesiyle birlikte doğal olarak az tercih edilir olmuştur. Öte yandan somatik tedavilere en büyük katkısı hala duygudurum bozuklukları alanındadır. EKT, ağır ve psikotik depresyonlarda ve intihaıia giden durumlarda ilaçlardan çok daha etkindir. İlaçlara bir başka üstünlüğü de gerçek bimodal etkisidir. Mekanizması bilinmese de manide belirgin olarak etkindir. Bugüne kadar EKT'nin beyin hasarına neden olduğu gösterilememiştir, fakat bilişsel işlevleri etkilediği ve bunun çift taraflı uygulamada tek taraflı olana oranla daha fazla olduğu bilinmektedir. Dahası, anestezi tekniklerinin gelişimiyle güvenilirliği de artmıştır. EKT adını çevreleyen söylence ve yanlış anlaşılmalara rağmen hala psikiyatrinin en etkin ve güvenilir tedavi yöntemlerinden biri olmaya devam etmektedir.