Arkeolojik keşifler ve eski yazıtlar, insanların ilk ilgilerinin, güneşin, ayın ve yıldızların hareketleri ve bunların mevsimlerle olan ilişkisi olduğunu ortaya koymaktadır. Biyolojik ritimler, insan fizyolojisini ve davranışını tüm yönleriyle etkileyen mükemmel doğal fenomenlerdir. Çevremize uyum sağlamamız, güneş ışığı ve mevsimsel ritimlerle çok sayıdaki sirkadiyen ritmin karmaşık etkileşimleri sonucunda olmaktadır. Biyolojik ritimlerde oluşan değişiklikler, bazı uyku bozukluklarına, çalışma gücünün azalmasına ve jet lag gibi meridyenler arası uçuşlardan sonra görülen uyku-uyanıklık döngü bozukluklarına yol açabilirler. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, sirkadiyen ritim bozukluklarının ve fotoperiyodik mekanizmaların, depresyon oluşumunda rol oynayabileceği belirtilmektedir.
Biyolojik ritimlerin daha iyi bilinmesi ve farmakoterapinin en uygun şekilde zamanlanması, psikobiyolojide ek gelişmeler sağlayabilecektir. Belki de ışığın bilimsel bir şekilde kullanımıyla günümüz tıp araştırıcıları, insan organizmasındaki dengeyi sağlayacak güneş ışığı gibi güçleri, tedavide kullanılacak duruma getirmeyi öğreneceklerdir.