Bu çalışma entelektüellerin anti-demokratik sistemleri neden benimsediği ve temelde entelektüel bir kimlik olan Jean-Paul Sartre’ın benimsemiş olduğu ideoloji ve sebepleriyle ilgilidir. Sartre, tanımladığı varoluşçuluk kavramının dışında, romanları ve tiyatro oyunlarıyla da dönemine damga vuran isimlerden biri olmuştur. Bu çalışma, Sartre’ın çocukluk yıllarından başlayarak, hayatı boyunca yapmış olduğu çalışmalara, geliştirmiş olduğu varoluşçuluk felsefesi aynı zamanda Marksizm’e olan yakınlığı, ilgisi filozofun doğrudan kendi eserlerindenve farklı kaynaklardan faydalanarak hazırlanmıştır. Felsefi içerikli romanlarının yanı sıra her yönüyle kendine özgü olarak geliştirdiği Varoluşçu felsefesiyle de yer eden Sartre, varoluşçu Marksizm şekillendirmesi ve siyasetteki etkinlikleriyle 20. Yüzyıla damgasını vuran düşünürlerden biri olmuştur. Sartre, bir anlatıcı, denemeci, romancı, filozof ve eylemci olarak yalnızca Fransız aydınlarının temsilcisi olmakla kalmamış, özgün bir entelektüel tanımlamasının da temsilcisi olmuştur. Çalışmamızda, ilk olarak literatüre giriş manasıyla bir entelektüel tanımı yapılmış olup, daha açık ve anlaşılır olması sebebiyle anti demokratik sistemleri kısaca tanımladıktan sonra konumuzun temelini oluşturan entelektüellerin neden anti-demokratik sistemleri benimsediğini tartışılmıştır. Devamında ise konunun anlaşılabilir olması açısından daha dar perspektiften entelektüel bir kimlikolan Sartre incelenmiştir.

This study is about the ideology adopted by Jean-Paul Sartre, who is basically an intellectual identity, and the reasons why intellectuals adopt anti-democratic systems. Apart from the concept of existentialism he defined, Sartre was also one of the figures who left his mark on his period with his novels and theatre plays. This study, starting from Sartre's childhoodyears, his works throughout his life, the philosophy of existentialism he developed, as well as his closeness and interest in Marxism, have been prepared by making use of the philosopher's own works and different sources. In addition to his novels with philosophical content, Sartre, who is also known for his existentialist philosophy, has been one of the thinkers who left his mark on the 20th century with his shaping of existentialist Marxism and his activities in politics. As a narrator, essayist, novelist, philosopher and activist, Sartre was not only the representative of French intellectuals, but also the representative of a unique intellectual definition. In our study, firstly, a definition of intellectual was made as an introduction to the literature, and after briefly defining anti-democratic systems for the sake of clarity and comprehensibility, it was discussed why intellectuals, who constitute the basis of our subject, adopt anti-democratic systems. Afterwards, Sartre, who is an intellectual identity from a narrower perspective in order to make the subject understandable, is analysed.