Amaç: Hastanede yatan hastalarda yaygın olarak görülen uyku bozuklukları, yıkıcı faktörlerin varlığından etkilenir. Uyku bozuklukları ile deliryum veya ağrı arasında kanıtlanmış bir ilişki vardır. Bu ilişkinin çift yönlü olduğu, olumsuz etkilerinin olduğu ve kötü sonuçlara yol açtığı varsayılabilir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma prospektif gözlemsel bir çalışma olarak dizayn edildi. Yüksek riskli bir hasta popülasyonunda (60 yaşın üzerinde, hastanede 48 saatten uzun bir süre kalış) uyku kalitesini değerlendirmek için, sübjektif olarak Richards-Campbell Uyku Ölçeği (RCSQ) ve objektif olarak aktigrafi kullanıldı. Ayrıca bunun seçilen risk faktörleriyle, yani ağrı ve deliryum ile olan ilişkilerini analiz etmek amacıyla sırasıyla görsel analog skala (VAS) ve yoğun bakım ünitesi konfüzyon değerlendirme yöntemi kullanıldı. Bulgular: Çalışılan bazı parametrelerden görüldüğü gibi, hem nesnel hem de öznel olarak gece uykusu bozuldu. Hemşirelerin uyku kalitesini fazla önemseme eğiliminde oldukları gözlendi. Deliryumlu hastalarda, birkaç aktigrafi parametresinde (toplam uyku süresi -0,5707; hareket indeksi 0,4155; uyanma sayısı 0,2868; uyku başlangıcından sonra uyanma 0,3874) ve ayrıca RCSQ maddelerinde (uyku derinliği -0,3712; uyku kalitesi -0.2985) anlamlı değişiklikler görüldü (p<0,05). Ağrısı olan hastalarda (VAS ≥4), aktigrafide (hareket indeksi 0,3226) ve RCSQ parametrelerinde (uyku derinliği -0,2908; uykuya dönüş -0,2856; RCSQ toplam -0,2746) bazı değişiklikler bulundu. Sonuç: Çalışma, hastanede yatan hastalarda uyku bozuklukları ile seçilmiş faktörler (ağrı ve deliryum) arasındaki ilişkileri göstermiştir. Elde edilen verileri objektif olarak değerlendirmek için, sübjektif ve objektif ölçümlerin kombinasyonu bir ön koşuldur. Bununla birlikte, kanıt tabanını güçlendirmek için daha sağlam, çok merkezli bir çalışmaya ihtiyaç duyulacaktır.

Objective: Sleep disturbances, commonly seen in hospitalized patients, are influenced by the presence of disruptive factors. There is a proven relationship between sleep disturbances and delirium, or pain. It may be assumed that the association is bidirectional, has negative impacts, and leads to poor outcomes. Materials and Methods: A prospective observational study. To analyze sleep quality (assessed subjectively with the Richards-Campbell Sleep Questionnaire (RCSQ), and objectively using actigraphy) in a high-risk population of patients (age over 60 years, a hospital stay longer than 48 hours) and its relationships to selected risk factors-pain [assessed with a visual analog scale (VAS)] and delirium (assessed with the confusion assessment method for the intensive care unit). Results: Nighttime sleep was disrupted, as seen from some studied parameters, both objective and subjective. It was found that nurses tended to overestimate sleep quality. In delirious patients, significant changes (p<0.05) were noted for several autography parameters (total sleep time -0.5707; movement index 0.4155; number of awakenings 0.2868; wake after sleep onset 0.3874) as well as RCSQ items (sleep depth -0.3712; sleep quality -0.2985). In patients with pain (VAS =4), certain changes were also found in autography (movement index 0.3226) and RCSQ parameters (sleep depth -0.2908; returning to sleep -0.2856; RCSQ total -0.2746) Conclusion: The study demonstrated relationships between sleep disturbances and selected factors (pain and delirium) in hospitalized patients. To objectively assess the obtained data, a combination of subjective and objective measures is a prerequisite. However, a more robust multicenter study would be needed to strengthen the evidence base.