Türk Psikiyatri Dergisi; 2022;33(2):82-89
Depresyonun Üstbilişsel Modelinin Türkiye’deki Bir Majör DepresifBozukluk Örneklemi Üzerinde İncelenmesi
A E Yılmaz, G Şenormancı, Ö Şenormancı
Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir
Amaç: Bu çalışmanın amacı majör depresif bozukluk (MDB) tanısı almış
bir örneklem grubu üzerinde depresyonun üstbilişsel modelini sınamak
ve ruminasyonla ilgili üstbilişlerin depresif belirtilerin açıklanmasına
yaptığı katkıyı fonksiyonel olmayan inanışlar ile karşılaştırmalı olarak
incelemektir.
Yöntem: Araştırmanın örneklemi başka bir psikiyatrik bozukluk tanı
ölçütlerini karşılamayan 180 MDB vakasından oluşmaktadır. Elde
edilen veriler yapısal eşitlik modeli (YEM) ve hiyerarşik regresyon
analizleri aracılığıyla incelenmiştir.
Bulgular: YEM analizi bulguları ruminasyonun işlevsel olduğuna ilişkin
üstbilişlerin ruminasyon düzeyini arttırdığını, ruminasyon düzeyindeki
artışın ise kısmen ruminasyonun olumsuz kişiler arası ve sosyal sonuçları
aracılığıyla depresif belirtilerdeki artışı yordadığını göstermektedir.
Ruminasyonun kontrol edilemez ve tehlikeli olduğuna ilişkin olumsuz
üstbilişlerin ise bu örneklemde depresyon belirtileriyle bağlantılı
olmadığı görülmektedir. Hiyerarşik regresyon analizi bulgularına
göre, ruminasyonun olumsuz kişiler arası ve sosyal sonuçlarına ilişkin
üstbilişsel inanışlar kontrol edildiğinde, fonksiyonel olmayan inanışların
depresif belirtileri açıklama gücü ortadan kalkmaktadır.
Sonuç: Elde edilen bulgular MDB’nin daha iyi açıklanması amacıyla
geliştirilmiş olan üstbilişsel yaklaşımı destekler nitelikte olup, klinik
pratikte uygulanan MDB değerlendirme ve müdahale işlemlerinde
ruminasyona ilişkin olumlu ve olumsuz inanışların dikkate
alınabileceğine işaret etmektedir.
Investigation of the Metacognitive Model of Depression in a Turkish Sample of Major Depressiv
Objective: The aim of this study was to test the metacognitive model
of depression in individuals diagnosed with major depressive disorder
(MDD) and to investigate the relative contributions of cognitions and
metacognitions about rumination to the explanation of depressive
symptoms.
Method: The participants of the study consisted of 180 MDD patients
not meeting the diagnostic criteria for other psychiatric disorders. The
obtained data were analyzed through structural equation modelling
(SEM) and hierarchical regression analyses.
Results: SEM results showed that positive beliefs about rumination
increased the rumination level, and the higher levels of rumination
significantly predicted the increase in depressive symptoms partly
through the mediating effect of negative metacognitive beliefs about
rumination regarding interpersonal and social consequences. However,
negative metacognitive beliefs about the uncontrollability and danger
of rumination were not found to be associated with symptoms of
depression in the participants of this study. The power of dysfunctional
attitudes for predicting depression was lost when hierarchical regression
analysis was carried out by controlling the metacognitions about
negative interpersonal and social consequences of rumination.
Conclusion: The results are consistent with the metacognitive model of
depression, which was originally developed for better understanding of
MDD, and point to the usefulness of considering positive and negative
metacognitions about rumination in the processes of clinical evaluation
and intervention for MDD.