Yaygın olarak kalp krizi olarak da bilinen miyokard infarktüsü (Mİ) diğer koroner kalp hastalıklarıyla birlikte tüm dünyada birinci ölüm sebebi olarak kabul edilen ciddi bir hastalıktır. Aynı zamanda beklenmedik ve yaşamı tehdit edici nitelikte olması nedeniyle önemli bir travmatik yaşantıdır. Travmatik yaşantılardan sonra sadece psikolojik sıkıntılar değil travma sonrası gelişim (TSG) gibi olumlu değişimler de deneyimlenebilmektedir. TSG, travmanın ardından ortaya çıkan kişinin kendisine, başkalarına ve dünyaya dair algısında gerçekleşen olumlu değişimlerdir. Bu sistematik derleme çalışmasında da Mİ geçirmiş kişilerde TSG’yi inceleyen görgül araştırmalar bir araya getirilmiştir. Bu sayede, çok yaygın ve riskli olan bu hastalık sonrasında deneyimlenen TSG’ye dikkat çekilmesi ve TSG’yi arttırmaya yönelik psikolojik müdahalelerin odaklanması gereken noktalarla ilgili bilgilerin bir araya getirilmesi hedeflenmiştir. Gözden geçirilen araştırma bulgularına genel olarak bakıldığında Mİ geçirenlerde TSG düzeyinin yüksek olduğu ve en çok yaşamın kıymetini anlama boyutunda deneyimlendiği, Mİ sonrasında yaşam felsefesinde değişim, maneviyata daha fazla önem verme gibi alanlarda TSG yaşandığı ve TSG’nin dışadönüklük başta olmak üzere kişilik özellikleri, sosyal destek, hastalık algısı ve demografik değişkenler gibi birçok farklı değişkenle ilişkili olduğu görülmüştür. Ayrıca, bilişsel baş etme ve mantığa bürümenin yanında pozitif dini baş etme ve problem odaklı baş etme stratejilerinin TSG’ye katkıda bulunduğu tespit edilmiştir.

Myocardial Infarction (MI), commonly known as heart attack, is the primary cause of death in the world along with other coronary diseases and it is a significant trauma because of its unexpected and life-threatening nature. After traumatic experiences not only psychological problems but also positive changes such as posttraumatic growth (PTG), which is characterized by positive changes in attribution of self, others and the world, are experienced. The current study reviewed literature to combine the findings of empirical studies examining PTG in patients with MI. It is aimed to draw attention to the concept of PTG associated with this common and risky disease and to gain insight about developing psychological interventions specified to PTG in MI patients. Considering the findings, it can be said that PTG is experienced in patients with MI to a great extent and mostly in the manner of appreciating life with changes in world view and prioritizing spirituality. Moreover, MI is related to various variables such as illness perception, social support, sociodemographic variables and personality traits particularly extraversion. Besides rationalization, cognitive coping, positivereligious and problem-focused coping strategies contribute to PTG in patients with MI.