Politik Psikoloji Dergisi; 2021;1(2):7-37
Hegel’den Fukuyama’ya Özbilinçlilik, Politik Düzen Ve Özgürlüğün Olanaklarına Dair
D Özkan
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, İzmir
Hegel’in politika felsefesinin özgürlükçü potansiyeli kapsamlı bir biçimde incelenmesi gereken bir konu olma vasfını korumaktadır. Genellikle, yanlış bir biçimde mutlak belirlenimcilikle nitelenen Hegel’in felsefesi, bireylere harici dünyayı değiştirebilme potansiyeli yüklediğinden ve tarihin gelişimini de bu potansiyele bağladığından, özgürlükçü nitelikler arz eder. Tarihsel süreçlerin öznelerin değiştirici ve dönüştürücü filleriyle biçimlendiği düşüncesi, özgürlüğün olanaklarını arttırabilmek için kapsamlı bir metafizik sağlar. Evrenin mekanik bir biçimde işlediği düşüncesi özneleri birer aparata indirgerken, tarihteki birikimliliğin ve yönelimliliğin belirleyici olduğu düşüncesi, öznenin özgür irade sahibi olduğu iddiasından güç alır. Fukuyama, tıpkı Hegel gibi, tarihin birikimli ve yönelimli nitelikler arz ettiği konusunda ısrarcıdır. Ayrıca Fukuyama, tarihin öznelerin eşgüdümlü fiilleriyle biçimlendiği iddiasıyla, politikaya katılımın önemine göndermede bulur. Bir ulusun kalkınabilmesi, politik alanda öznelerarasılığın dinamiklerinin ne ölçüde gelişmiş olduğuna bağlıdır. Patrimonyal devletin her şeyi kontrol altına alıp donuklaştırmaya yönelik atılımları, modern demokrasiler tarafından zayıflatılır. Zira modern demokrasiler insani iletişimin kapsamını, değişim ve dönüşüm dinamiklerini hızlandıracak bir biçimde genişletir. Bu çerçevede, bu makale Hegel’de ve Fukayama’da, özbilinçliliğe ve politik düzene dair kavrayışın özgürlüğün olanaklarını arttıracak bir biçimde nasıl ele alındığını analiz eder.
On The Possibilities Of Self-Consciousness, Political Order, And Liberty From Hegel To Fukuyama
The emancipatory potential of the political philosophy of Hegel remains a subject that needs to be investigated extensively. The philosophy of Hegel, which is generally characterized wrongly as absolute determinism, has libertarian characteristics because it loads the potential to change the external world to individuals, and connects the development of history to this potential. The idea that historical processes are shaped by transformative and transformative actions of subjects provides a comprehensive metaphysics to increase the possibilities of liberty. Although the idea that the universe operates in a mechanical way reduces the subjects to an apparatus, the idea that the cumulative and directional aspect of history is determinant is fuelled by the claim that the subject has a free will. Like Hegel, Fukuyama also insisted that history has cumulative and directional characteristics. In addition, Fukuyama refers to the importance of the participation in politics and claims that history is shaped by the coordinated actions of subjects. The development of a nation depends on the extent to which the dynamics of intersubjectivity are developed in political sphere. The attempts of the patrimonial state to include and dull everything are undermined by modern democracies. Because modern democracies expand the scope of human communication in a way, which will accelerate the dynamics of change and transformation. In this context, the present article analyses how the understanding of self-consciousness and political order were discussed by Hegel and Fukuyama in a way to increase the possibilities of liberty.