Türk Psikiyatri Dergisi; 2020;31(2):137-142
Kanlı Kusma ile Ortaya Çıkan Yapay Bozukluk/Bakım Verenin Yapay Bozukluğu: Olgu Sunumu
DF Özdemir, B Karakök, S Yalçın
Hacettepe Üniversitesi, Ankara
Munchausen by proxy olarak bilinen DSM-5’teki “Bir Başkasına
Yüklenen Yapay Bozukluk” (Factitious Disorder Imposed on Another)
bir çocuk istismarı türüdür. Bu tanının konulabilmesi ancak tanının
akla gelmesiyle mümkündür. Hem çocuk hem de bakım verenin yapay
bozukluğun gelişmesine katkıda bulunduğu birçok karma durum vardır.
Çoğunlukla bu vakalarda, ebeveyn ve çocuğun göreceli rollerini, her
birinin farkındalık ve motivasyon düzeylerini kesin olarak belirlemek
zordur ve bu durumu daha da karmaşıklaştırmaktadır. Burada, günde
6-8 kez kanlı kusma öyküsü ile hastanemize başvuran 11 yaşında bir
kız çocuğu sunulmuştur. Yapılan fiziksel ve ruhsal değerlendirmeler
sonucunda yapay bozukluk düşünülmüştür. Bu makalede sunulacak
olguda yapay bozukluk nedeniyle değerlendirilen hastada üretilen
belirtilerin bakım verenin yapay bozukluğunun bir parçası olarak sürmesi
dikkat çekici bulunmuştur. Yapay bozuklukta çocuk ve ebeveynin iç
içe geçmiş, farklı düzeylerde motivasyonlarının ve aldatmacayla ilgili
farkındalık düzeylerinin dinamiklerini anlamak bu olgulara yaklaşım
açısından çok önemlidir. Yapay bozukluğun çocuk ve anne arasında
paylaşılması, motivasyonların iç içe geçmesi ve yapay bozukluğun
gelişmesindeki sürecin farklılığı nedeniyle bu olgu sunumunun yapay
bozukluğun doğasının anlaşılmasına katkıda bulanacağı, farklı bir bakış
açısı getirebileceği düşünülmüştür.
Factitious Disorder Presented by Haematemesis / Factitious Disorder Imposed on Another (FDIA): A Case Report
Factitious disorder imposed on another (FDIA-DSM-5), formerly
known as Munchausen Syndrome by Proxy (MSP) is a form of child
abuse. A case can be recognised by only keeping the relevant diagnoses
in mind. There are many cases of FDIA diversified by the contributions
of both the caregiver and the child. Most of these cases are complicated
by the difficulty of accurately determining the relative roles of the parent
and the child and their levels of awareness and motivation. Here, we
present the case of an 11-year old girl admitted to our hospital with the
complaint of haematemesis 6-8 times a day. A case of factitious disorder
was considered following the physical and psychological examinations
on the patient. Evaluating the case within this context suggested a
case of FDIA by drawing attention to the continuity of the symptoms
described in the patient with the those of the caregiver. In approaching
cases of FDIA, unravelling the interdependence of the dynamics of
different awareness levels of feigning and motivation by the caregiver
and the child is very crucial. Considering the variations in the process
of FDIA development through interweaving of the motivations of the
mother and child, the case presented here is believed to bring a different
point of view that will contribute to the understanding of the nature of
this disorder.