Antipsikotikler şizofreni ve diğer psikozların gerek akut dönem, gerek sürdürüm tedavilerinde etkinlikleri kanıtlanmış bileşiklerdir. Önceleri sanrı, varsanı, dezorganize davranış gibi belirtiler şizofreni tedavisindeki temel hedefler durumundaydı. Ancak son on yılda duygulanım sorunları, bilişsel işlevler, beden sağlığı, mortalite, intihar, ekstrapiramidal yan etkiler, hastaneye yatırılma gereksinimi, yaşam kalitesi, üretkenlik gibi unsurlar da tedavi başarısının belirleyicileri arasına girmiştir. Bu nedenle şizofreni tedavisinde direnç kavramının da biyopsikososyal bir yaklaşımla ele alınması gerekir. Bu yazıda şizofreni ve diğer psikozların akut ve sürdürüm tedavilerinde optimum tedavi ilkeleri, tedaviye direnç kavramı ve direnç durumunda başta adjuvan tedaviler olmak üzere uygulanabilecek tedavi seçenekleri gözden geçirilmektedir.

Antipsychotics are compounds that are proved to be effective during both acute and maintenance treatment periods of schizophrenia and other psychotic disorders. Once, delusions, hallucinations and disorganized behavior were chief target symptoms in the treatment of schizophrenia. But, during the last decade aspects such as affective problems, cognitive functions, general body health, mortality, suicide, extrapyramidal side effects, need for hospitalization, quality of life and generatively have been also recognized as the features of treatment success. For that reason "resistance" concept in the treatment of schizophrenia has to be handled bio-psychosocially. In this article optimal treatment principles during acute and maintenance treatment phases of schizophrenia and other psychotic disorders, concept of "treatment-resistance" and available treatment alternatives -mainly adjuvant medications- in the case of resistance are reviewed.