Amaç: Gençlerin ticari cinsel sömürüye uğramalarında rol oynayan etkenler ve sonucunda ortaya çıkan çeşitli fiziksel ve ruhsal sonuçlar şimdiye kadar yapılan araştırmalara konu olmuştur. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de ticari cinsel sömürüye uğramış olan gençlerin uzun dönemli prognozunu incelemektir. Yöntem: Araştırmanın örneklemini yaş ortalaması 16.7±2.7 (aralık: 9-22) olan ticari cinsel sömürüye uğramış ve bir koruma merkezine yerleştirilmiş 108 genç kız oluşturmaktadır. Bu gençler sosyodemografik değişkenler, geçmiş istismar öyküsü, aile öyküsü ve psikopatolojik durumları açısından incelenmiştir. Psikopatolojik olarak gerekli görülen olgular psikiyatrik izleme için yönlendirilmiştir. Gençlerle ilk karşılaşmadan 11 yıl sonra izleme için iletişim sağlanmış (izlemde ortalama yaş 25.9±2.6) ve bu iletişimde elde edilen veriler incelenmiştir. Sonuçlar: İzlemede elde edilen bulgular, psikiyatrik izleme için yapılan yönlendirmenin yerine getirilemediğini göstermiştir. On bir yıl sonra yapılan izlemede, ilk iletişimle ulaşılan örneklemin %71.4’üne doğrudan veya dolaylı yollarla ulaşmak olası olmamıştır. Bulgular, gençlerde üst düzeyde/iyi işlevselliğe sahip olma oranının çok düşük olduğunu ve örneklemde ulaşılabilen grubun üçte birinin halen cinsel sömürüye uğradığını göstermiştir. Elde edilen bulgulardan edinilen önemli çıkarımlar bu makalede tartışılmaktadır

Objective: Factors contribute to commercial sexual exploitation of youth (CSEY) and a variety of physical and psychological consequences of CSEY were previously discussed in the literature. The aim of the current study was to determine the long term prognosis of a sample of CSEY in Turkey. Methods: A sample of 108 CSEY (all females) with a mean age of 16.7±2.7 (range: 9-22) years living in a specialized center for protection against perpetrators were examined in terms of their sociodemographic variables, previous abuse history, family history and current psychopathology. Identified cases were referred for psychiatric evaluation. We obtained follow-up data 11 years after initial contact from this cohort (mean age 25.9±2.6 at time of follow-up) with the subjects and received information regarding their current functioning. Results: Follow up data revealed that recommendations during psychiatric follow up could not be acted upon. 71.4% of the initial sample (n=76) could be reached via direct or indirect contacts. We found that good/ superior functioning was very rare and that one- third of the sample that could be reached still was being sexually exploited. Important considerations derived from the results were discussed in the current article.