Panik bozukluk, beklenmedik zamanlarda ve beklentisel olarak ortaya çıkan tekrarlayıcı kaygı atakları ile karakterize bir kaygı bozukluğudur. Panik atakların ne zaman ortaya çıkacağı tam olarak tahmin edilemese de provokasyon çalışmalarından elde edilen veriler ile panik bozukluk nörobiyolojisine ait bir çok veri elde edilmiştir. CO2 inhalasyonu ve Laktat infüzyonu en sık kullanılan panik atak provokasyon testleridir. Provokasyon çalışmalarından elde edilen veriler ile asidozun panik atakları başlatıcı en önemli faktör olduğu ortaya konmuştur. Hipotalamus-Hipofiz-Adrenal eksen aktivitesindeki bozulmalar ve artmış kortizol seviyeleri panik bozukluk etyolojisindeki diğer faktörlerdir. Bu makalede son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalardan elde edilen panik bozukluk ile ilişkili olduğu düşünülen biyokimyasal ve hormonal parametreler üzerinde durulacaktır.

Panic disorder, is a severe anxiety disorder that is characterized by recurrent panic attacks, which can be unexpected or expected. Although panic attacks occur unpredictably, the ability to provoke them in the laboratory with challenge protocols provides an opportunity for crucial insight into the neurobiology of panic disorder. Two of the most well-studied panic provocation challenges are CO2 inhalation and lactate infusion. In this regard, accumulating evidence suggests that acidosis may be a contributing factor in induction of panic. hypothalamic-pituitary-adrenal (HPA) axis disturbance and increased cortisol levels are the other aethiological factors of panic disorder. Herein, we provide a current review of clinical studies related with panic disorders regarding biochemical and hormonal changes.