Aile terapisi, birlikte yaşayan insanların ilişkilerinin ele alındığı bir sağaltım yöntemidir. Ancak bu terim, kuramsal bir yönelimi de belirtir bir anlamda kullanıla gelmiştir. Bu kuramsal yönelimi ayırdeden temel özellik, psikiyatrik bozukluğu insan ilişkileri bağlamında açıklama ve/veya düzeltmenin olası olduğu varsayımıdır. Bu terim, "psikoterapi" terimi içindeki "psiko"nun, tüm etiyopatogenezle ve iyileşme ile ilgili yüklerinin "aile"ye aktarıldığını ifade etmek için seçilmiştir. Bu anlamda bir ruh terapisi biçimi değil, bir ilişkiler terapisidir. Aile terapisinin kuramsal kökleri Sullivan'ın 1920'lerde ileri sürdüğü, bireysel psikopatoloji ile bireyin içinde bulunduğu çevre arasındaki ilişkileri bağlantılandıran görüşlerine dek uzanmaktadır. Aile terapisi alanındaki öncü grupların çalışmaları kronik şizofrenik hastaların ailelerinin incelenmesi ile başlamıştır. Bu çalışmalar sonucu öne sürülen pek çok kavram aile terapisinde ki temel kavramlar haline gelmiştir. Ne yazık ki bu ilk çalışmaların bazı olumsuz sonuçları da olmuştur. Bunlardan birisi, ailenin hastalıktan sorumlu olduğu yorumudur. 1970'lerin sonuna dek süren gelişme dönemi içinde aile terapisi alanında pek çok özgül model ortaya çıkmıştır. Psikiyatriyi Geliştirme Grubunun Aile ile ilgili Komitesi, aile terapisi yapan terapistlere gönderilen sorulara alınan yanıtları ve Komitenin gözlemlerini yorumlayarak bir rapor halinde yayınlamıştır. Bu araştırma sonucu onaya çıkan en önemli veri bu alandaki kuram ve uygulamalarla ilgili büyük farklılıklar oluşudur. Komite aile terapistlerini A'dan Z'ye uzanan bir çizgiye yerleştirerek bu farklılıkları kavramlaştırmıştır. A kutbundakiler, bireysel psikopatoloji terminolojisi içinde düşünenler, Z noktasındakiler ise dizge, iletişim, ilişki terminolojisi içinde düşünenler olarak gruplaşmaktadır. 1970-1990 arası gelişmeler sonucu aile terapisi biyolojik modelle bütünleşmeye doğru yönelmiştir, insan ilişkilerindeki iletişimsel, etkileşimsel sorunları ve görüngüleri tanımlama ve değiştirme sorunsalına yönelerek, psikiyatri alanındaki özgül yerini kazanmaya başlamıştır.