Çağımızın stres çağı olduğu ve artan rekabetçi toplum koşullarında iş stresinin tüm çalışanlara değişik türde etkiler yaptığı bilinen bir gerçektir. Ülkemizde çalışan kadınlarda, iş ortamındaki stresle başa-çıkma ve ruhsal sağlık durumları arasındaki ilişki henüz incelenmemiş bir konudur. Genel istatistiklere göre Türkiye'de çalışan kadınların çoğunluğu iki büyük iş kesiminde faaliyet göstermektedirler. Bunlar alt SED iş gruplarını temsil eden vasıfsız işçilik ve yüksek SED iş gruplarını temsil eden profesyonel mesleklerdir. Bu araştırmada alt SED ve yüksek SED iş kesimlerinde çalışan kadınlar, aynı iş kesimlerindeki erkeklerle karşılaştırmak bir incelemeye alınmışlardır. Bulgular gerek ilkokul gerekse üniversite mezunu çalışan kadınlarda ruhsal sorun ve belirtilerin, çalışan erkeklere kıyasla daha yüksek düzeyde olduğunu göstermektedir. Buna karşın erkekler ve kadınlar, stresle başa çıkma yollarını kullanmada gerek sayı gerekse çeşitlilik açısından anlamlı fark göstermemektedir. Yabancı yayınlarda gözlenen, yüksek eğitim düzeyi ile "Probleme Yönelik" başa çıkma yollarının artışı, örneklemimizdeki bulgularla desteklenmemiştir. Ayrıca bulgular Batıl İnanç-Düşünce ve Çaresizlik davranışlarının sağlıksız başa çıkma yolları olduğunu ve psikopatolojideki artışla paralellik gösterdiğini desteklemektedir. "Planlı Davranış" ise etkili bir stresle başa çıkma yolu olup, psikopatolojinin azalmasıyla paralellik göstermektedir. Stresle başa çıkmada "Kendilik Kontrolü" veya "Öğrenilmiş Güçlülük" boyutundaki azalma ise, "Depresyon" daki artışa işaret etmektedir. Araştırmanın tüm bulguları, stresle başa çıkma (coping) modelinin sayıltılarının geçerliliği, bu konudaki araştırmalarda gözlenen desen ve ölçüm eksiklikleri açısından tartışılmıştır.