Amaç: Bu araştırmanın amacı Şanlıurfa il merkezinde mevsimlik tarım işçilerinde doğum sonrası depresyon (DSD) riskini yordayan etkenleri incelemektir. Yöntem: Araştırma kapsamında mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak yaşadığı Ertuğrul Gazi Sağlık Ocağı bölgesine bağlı yerleşim bölgesindeki 618 loğusadan 166’sına meslek dışı sağlık çalışanları aracılığıyla sosyodemografik anket formu ve Edinburgh Doğum Sonrası Depresyon Ölçeği (EDSDÖ) uygulanmıştır. EDSDÖ ortalamalarının sosyodemografik ve gebelik dönemi risk etkenleri açısından karşılaştırılmasında normal dağılıma uyanlarda t testi ve ANOVA, uymayanlarda ise Mann-Whitney U ve Kruskall Wallis testi kullanılmıştır. DSD riskini yordayan değişkenleri belirlemek amacıyla çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Bulgular: Araştırma bulgularına göre örneklemin tamamı doğum sonrası depresyon açısından risk altındadır. Eşi okuryazar olmayanlar eşi ilköğretim ve lise mezunu olanlardan daha çok DSD riski altındadır. DSD riski diğer sosyodemografik ve gebelik dönemi risk etkenleri açısından farklılaşmamıştır. DSD riskini yordayan etkenler ise ruhsal hastalık öyküsü, ilk doğum yaşı, gelir durumu algısı, destek olan birisinin yokluğu ve bebek bakımına eş yardımıdır. Tartışma: Örneklemin tamamı DSD açısından risk altında bulunmuştur. Bu, önemli bir bulgu olarak değerlendirilebilir. Bu durum çalışmak için göç ettikleri sırada karşılaştıkları çevresel ve kültürel uyum sorunlarından kaynaklanabilir. Standardize edilmiş beta katsayılarına göre DSD riskini yordayan en önemli etkenin psikiyatrik bozukluk öyküsü olduğu ifade edilebilir.

Objective: The aim of this study is to investigate risk factors which predict risk of postpartum depression (PPD) for seasonal farm workers in Sanliurfa province. Methods: Within this research, Sociodemographic Questionnaire and Edinburgh Postpartum Depression Scale (EPDS) were applied to 166 of the 618 confined women who live region affiliated to Ertugrul Gazi Health Center, where seasonal farm workers mainly live, through lay health workers. ANOVA and t-test were used to compare risk of PPD average by sociodemographic variables and factors related to pregnancy when data were normally distributed and the Mann-Whitney U and Kruskall-Wallis test used instead for non-normal distributions. Multiple regression analysis was applied for detecting predictive risk factors of PPD. Findings: According to findings, all of subjects were at risk of PPD. Women whose husbands were illiterate are more risk than women whose husband were graduated on either primary school and high schools. However, having risk for PPD did not differentiate other variables. Factors, which predict risk for PPD, were history of psychological disease, age at first delivery, perception of family income, lack of support person, and taking help from husband during care giving baby. Discussion: It was found that all subjects were at risk for PPD. This finding was evaluated as important. It was stemmed from environmental and cultural barriers when they encounter while migrating to work. According to standardized beta coefficients, it would be say that the most predictive factor for risk of PPD was history of psychological illness.