Anadolu Psikiyatri Dergisi; 2013;14(4):291-301
Akut dönemdeki şizofreni hastaları ve psikotik özellikli manik atak hastalarında sosyodemografik ve klinik özelliklerin sanrı türleriyle ilişkisi
H Turgut, Ç Yenilmez
Bilecik Devlet Hastanesi, Bilecik
Amaç: Bu çalışmada sıklıkla karıştırılan akut dönemdeki şizofreni (şizofreni) ve psikotik özellikli manik atak (İUDDB) hastalarında sosyodemografik özellikler ve klinik özelliklerle sanrı türlerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışma Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne 01 Şubat 2011-01 Şubat 2012 tarihleri arasında başvuran 105 şizofreni ve 72 İUDDB hastasıyla yürütülmüştür. Hastalarla yüz yüze görüşülerek DSM-IV Eksen I Bozuklukları için Yapılandırılmış Klinik Görüşme, Standardize Mini Mental Test ve Psikososyal ve Çevresel Sorunlar Anketi uygulanmıştır. Hastalar Sosyodemografik ve Klinik Veri Formunu doldurmuştur. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde SPSS 18.0 paket programı kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmamızda şizofreni ve İUDDB hastalarında toplam olarak en sık görülen sanrı kötülük görme sanrısıydı (s=136, %76.8). Kötülük görme sanrısı şizofreni hastalarının %85.7’sinde (s=90), İUDDB hastalarının %63.9’unda (s=46) vardı ve iki grup arasındaki fark anlamlıydı. İkinci sıklıkta toplam hastaların %48.6’sında (s=86) alınma sanrısı vardı. Alınma sanrısı şizofreni hastalarının %55.2’sinde (s=58), İUDDB hastalarının %38.9’unda (s=28) vardı ve iki grup arasındaki fark anlamlıydı. Üçüncü sıklıkta tüm hastaların 50’sinde (%28.2) saptanan büyüklük sanrısı şizofreni grubunda 22 (%21) hastada, İUDDB grubunda ise 28 (%38.9) hastada vardı; aralarındaki fark anlamlıydı. Şizofreni hastalarında cinsiyetle büyüklük ve kıskançlık, son ataktan sonraki başvuru süresiyle kıskançlık, annenin yaşıyla dinsel-mistik sanrılar arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. İUDDB hastalarında yaşla büyüklük, son ataktan sonraki başvuru süresiyle kıskançlık, annenin eğitim süresiyle büyüklük ve kıskançlık sanrıları arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Tartışma: Şizofreninin varsanı, sanrı ve dezorganize davranışın egemen olduğu klinik tablosu ile İUDDB’nin psikotik özellikli manik atağı arasında klinik olarak benzerlik vardır. Sanrı türü ve içeriği sosyodemografik, sosyokültürel ve klinik özelliklerden etkilenir. Bu konuda geliştirilmiş bir ölçek olmadan yapılacak çalışmalar arasında büyük farklılıklar çıkacağı açıktır. Sanrı içerikleri konusunda az sayıda çalışma olması, sanrı içeriğinin kültürel farklılıklarının saptanmasını zorlaştırmaktadır.
Relationship among the types of delusions and sociodemographic and clinical characteristics of patients with schizophrenia and acute manic with psychotic features
Objective: In this study, it has been aimed to investigate the relationship among the types of delusions and sociodemographic and clinical characteristics of patients with manic attack with psychotic features (bipolar affective disorder-BAD). Methods: This study was conducted with 105 patients with schizophrenia and 72 patients with BAD manic attack with psychotic features between in February 1st 2011 and February 1st 2012, in Osmangazi University, Medical School in Eskisehir, in Turkey. The first researcher has been interviewed with all patients face-to-face and has been applied to patients the Structured Clinical Interview for DSM-IV Axis I Disorders, Standardized Mini Mental Test, and Psychosocial and Environmental Problems Questionnaire. Every patient has been filled up the Sociodemographic and Clinical Information Form. SPSS 18.0 package program was used in the analysis of data. SPSS 18.0 package program was used in the analysis of data. Results: Persecution delusion was the most prevalent seen (n=136, 76.8%). The ratio of persecution delusion in patients with schizophrenia was 85.7% (n=90), and 63.9% (n=46) in patients with BAD. Reference delusion was in the second frequency (n=86, 48.6%). The ratio of reference delusion in patients with schizophrenia was 55.2% (n=58), and 38.9% (n=28) in patients with BAD, and the difference between two groups was found to be significant statistically. Grandiose delusion was in the third frequency (n=50, 28.2%); The ratio of grandiose delusion in patients with schizophrenia was 21.0% (n=22), and 38.9% (n=28) in patients with BAD, and the difference between two groups was found to be significant statistically. It was found to be significant relation between gender and grandiose and jealousy delusions, and between mother’s age and religious/mystical delusions in patients with schizophrenia. It was found to be significant relation between age and grandiose delusion, and between mother’s education duration and grandiose and jealousy delusions in patients with BAD. Conclusions: Schizophrenia has hallucination, delusion, disorganized behavior; and it is similar to manic attack with psychotic feature as clinically. The sociocultural factors have influence on the type and content of delusions. It is not avoided that the differences among studies that investigated the types of delusions are seen in BAD manic attack with psychotic features without use favorable scale. There is a few study in this issue therefore it is difficult that to identify the cultural differences of delusions.