Psikiyatride Güncel; 2012;2(2):97-105
Kanıt mı kanaat mi; yoksa kanıtlar hakkındaki kanaate mi dayanmalı?
S Candansayar
Gazi Üniversitesi, Ankara
Kanıta dayalı tıp (KDT) kavramı ve uygulamaları doksanlı yılların başında gündeme gelmiştir. Çok kısa süre içinde tıp alanında popülerleşerek
egemen düşünce ve uygulama olmuştur. Birbiri ardına, KDT’ye katkıda bulunmaya yönelik çok sayıda dergi, kitap ve çalışma grubu
oluşmuştur. İki binli yıllarda KDT’nin artık sihirli ve güçlü bir terime dönüştüğünü ve bütün aykırı düşünce ve uygulamaları değersizleştirme
gücüne sahip olduğunu görüyoruz. KDT anlayışı, klinik uygulamanın sadece nesnel bilimsel kanıtlara dayanması gerektiğini, bireysel
gözlem ve deneyimlerin yanıltıcı olduğunu ve tıp eğitiminin bu doğrultuda yeniden şekillenmesinin zorunlu olduğunu iddia etmiştir.
KDT, randomize kontrollü çalışmalar, mega araştırmalar ve meta analizler dışındaki bilgi ve gözlemleri yok saymaktadır. Bu üç yöntem
dışındaki tüm bilgileri kanaate dayalı saymakta ve bilimsel olmadığını iddia etmektedir. Ancak uygulamadaki deneyimler, KDT’nin ilkelerine
başlangıçtan beri yapılan kimi eleştirileri haklı çıkarmaktadır. Hatta günümüzde KDT’yi bilim dışı gören ve ilaç şirketleri ve sigorta
kuruluşlarının kar savaşlarının aracı olduğunu savunanlar da vardır.
Bu yazıda KDT’nin ortaya çıkış ve gelişim tarihi izlenerek eleştirel bir değerlendirme yapılmış ve günümüzdeki durum açıklanmaya çalışılmıştır.
What should be trusted in clinical decision making? Evidence, opinion, or opinion on available evidence?
The concept and practice of evidence based medicine (EBM) have their roots in the early nineties. The approach has been rapidly
accepted, so that today it is the leading principle of medical practice. Its dominance in the field is also reflected in the content of many
new publications and scientific meetings, as well as in the magical power attributed to the concept that justifies the attitude of discrediting
any other medical approach. Briefly, EBM proposes that clinical practice should be based only on objective scientific data, individual
observations and experience are likely to be biased and therefore misleading, and that medical education should be restructured accordingly.
Evidence based approach places a strong emphasis on randomized controlled trials, mega research and meta-analyses, and ignores most of
the information from other sources. Some authors have criticized the approach from a methodological point of view for being too strict.
Others have argued that EBM is not free from scientific flaws and it is a profit tool of pharmaceutical industry and insurance companies.
This article includes a review of the history and a critical evaluation of EBM.