Journal of Mood Disorders; 2012;2(1):1-5
D tipi kişilik yapısının Türk hemodiyaliz hastalarında ön psikometrik değerlendirilmesi
A Alçelik, O Yıldırım, F Canan, M Eroğlu, G Aktaş, H Şavlı
Abant Izzet Baysal Universitesi
Amaç: Olumsuz duygulanım (OD) ve sosyal inhibisyon (Sİ) birlikteliği ile tanımlanan D tipi kişilik, kardiyak hastalarda istenmeyen etkilerle ilişkilidir. D Tipi Kişilik Ölçeği'nin (DÖ_14) geçerlilik ve güvenilirliği çeşitli ülkelerde ve özellikle kardiyak hastalarda ortaya konmuştur. Bu çalışmanın amacı, DÖ_14'ü n Türk hemodiyaliz hastalarında geçerliliğini tespit etmektir.
Yöntem: 3 aydan uzun süredir Türkiye'nin kuzey batısında bir şehirdeki bir merkezde idame hemodiyaliz tedavisi altında olan 101 hasta, DÖ_14'ü n Türkçe versiyonunu doldurdu. Ölçeğin diskriminant geçerliliğini tespit etmek amacıyla Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HAD) de uygulandı. Ölçeğin stabilitesini değerlendirmek için DÖ_14 yüz hastaya, 1 ay sonra yeniden uygulandı.
Bulgular: DÖ_14'ü n iki faktörlü yapısı ve OD (? = 0.82) ve Sİ (? = 0.81) alt ölçeklerinin iç tutarlılığı doğrulandı. Hem OD'nin hem de Sİ'nin anksiyete ve depresyon skorları ile pozitif korelasyon gösterdiği saptandı. DÖ_14'ü n 1 aylık sürede stabil olduğu bulundu (r = 0.84/0.78; p<0.01). D tipi kişilik yaygınlığı %27,7 idi. D tipi olmayan hastalarla karşılaştırıldıklarında, D tipi kişiliği olan hastaların ortalama anksiyete (p<0.01) ve depresyon (p<0.01) skorlarının daha yüksek olduğu bulundu.
Sonuç: Bu ön çalışmanın bulgularına göre, DÖ_14 Türkçe formu, D tipi kişiliği tespit etmek için geçerli ve güvenilir bir ölçektir. Ölçeğin uygunluğunun farklı hasta gruplarında değerlendirilmesi gereklidir.
A preliminary psychometric evaluation of the type D personality construct in Turkish hemodialysis patients
Objective: Type D personality, which is defined by both negative affectivity (NA) and social inhibition (SI), is associated with adverse outcomes in cardiac patients. The validity and reliability of the Type D Scale (DS_14) have been confirmed in various countries, particularly among cardiac patients. The purpose of the present study was to cross-validate the DS_14 in Turkish hemodialysis patients.
Method: One hundred one patients, who had received maintenance hemodialysis for more than 3 [month]s at a center in north-west region of Turkey, completed the Turkish version of the DS_14. Hospital Anxiety and Depression Scale (HAD) was administered to establish discriminant validity. The DS_14 was re-administered 1 [month] after first administration in order to examine the stability of the DS_14 in 100 patients.
Results: The two-factor structure of the DS_14 and the internal consistency of the NA (? = 0.82) and SI (? = 0.81) subscales were confirmed. Both NA and SI were found to correlate positively with anxiety and depression scores. The DS_14 was stable over a 1- [month] period (r = 0.84/0.78; p<0.01). The prevalence of Type D personality was 27.7%. Type D individuals had significantly higher mean scores on anxiety (p<0.01) and depression (p<0.01) subscales of the HAD when compared with non-Type D individuals.
Conclusion: Preliminary evidence suggests that the Turkish DS_14 is a valid and reliable tool for identifying Type D personality. Future studies are warranted to evaluate the utility of the scale in different groups of patients.