Psikiyatride Güncel; 2018;8(1):53-62
Politik ve kitlesel travmalar bağlamında hekimliğin etik ilkeleri
A Eşsizoğlu, F Köşger
Özel Terapi Tıp Merkezi, Antalya
İnsan eliyle ve kasten oluşturulan travmatik olaylardan birisi de kitlesel travmalardır. Geniş insan gruplarının maruz kaldığı travmatik yaşantılar,
kitlesel travma olarak adlandırılır. İnsanları kitlesel olarak etkileyen ve son yıllarda dünya üzerinde fazlaca deneyimlenen, sıklıkla fiziksel
şiddeti de içeren ve yıkıcı olan bir kitlesel travma türü de politik travmadır. Politik travma kavramı; savaş, göç, işkence gibi şiddet içeren olayları
ve birçok biçimiyle insan hakları ihlallerini içerir. Ülkemiz, çeşitli nedenlerden dolayı, doğal yollardan meydana gelen travmatik yaşantılar
kadar insan eliyle ve kasten gerçekleştirilen politik/kitlesel travmatik yaşantılar açısından da risk altındadır. Travmatik olay sonrasında yaşanan
ortamın destekleyici olup olmaması, kişinin yardım ağı ve destek kaynakları, bu destek kaynaklarından yararlanabilmesinin kolaylığı ya da
zorluğu travmanın etkisinin çabuk atlatılıp atlatılamayacağını, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB)’nun kronikleşip kronikleşmemesini
belirleyen önemli etkenlerdir. Hekimin, özellikle insan eliyle ve kasten geçekleştirilen travmatik olayların mağdurlarında, fail de bir insan
olduğundan, kabullenici ve kapsayıcı bir ilişki geliştirmeye özen göstermesi gerekmektedir. Çünkü travma mağdurlarının onarılma sürecinde
olasılıkla en çok ihtiyaç duydukları şey kendilerine “iyi tanıklık” edecek ötekilerdir. Hekimler, mesleklerinin doğası gereği, travma mağdurlarına
“iyi tanıklık” edecek potansiyel kişilerdir. Politik/kitlesel travmalara maruz kalmış olanlarda ise mağdurun ruhsal açıdan nasıl ve ne kadar
etkilendiğinin yanı sıra bu etkilenme halinin nasıl bir seyir izleyeceği, bütün bir toplumun kabullenici ve kapsayıcılığı ya da başka bir ifade
ile “iyi tanık” olabilme kapasitesi ile yakından ilişkilidir. Bu nedenle hekimlerin mesleklerini icra ederken, hasta-hekim ilişkisinin sınırlarını
belirleyen çerçeveyi, evrensel normlar üzerinden belirlenmiş etik değerler üzerine inşa etmekte son derece itinalı davranmaları gerekmektedir.
Ethical principles of the medical profession in the context of political and mass traumas
One of the traumatic events that are created by human hand and intentionally is mass traumas. The traumatic experiences which the large
groups of people have been exposed are called mass traumas. Political trauma is also a type of mass trauma which affects people massively
and which has experienced excessively over the world in recent years, often involving physical violence and destruction. Concept of political
trauma involves violent incidents such as war, migration, torture and many other forms of human rights violations. Our country is also at risk
of the political and mass traumatic experiences of mankind and intentionally as much as the traumatic experiences of natural causes due to
various reasons. Supportive environment after the traumatic event, the help network, support resources of the aggrieved, and the difficulty
of using these support resources are important factors that determine whether the trauma’s effect can be getting over and chronicity of
post-traumatic stress disorder (PTSD). Because of trauma victims mostly need “well-witness” of the others in their treatment, the physician
should be careful to develop an accepting and inclusive relationship, especially if the perpetrator is a person, especially in the victims of
human-induced and deliberately traumatic events. Physicians are potential people who are “well-witnessed” to the trauma victims because
of the nature of their profession. The “well-witnessed” of the society is the major determinative for the chronicity of PTSD for the victims
of the political/mass traumas. For this reason, while practicing physicians’ professions, the framework that determines the boundaries of the
patient-physician relationship needs to be involved the ethical values that are set out on universal norms.