Bağımlılık Dergisi; 2019;20(2):88-96
Adıyaman İli AMATEM Verilerinin Değerlendirilmesi: 2018 Yılı Verileri
OB Eğilmez, MH Örüm, MZ Kara
Adıyaman Üniversitesi, Adıyaman
Amaç: Ülkemizde madde kullanım bozuklukları (MKB) tedavisinde en önde gelen merkezler Alkol-Madde Bağımlılığı Araştırma Tedavi ve Eğitim Merkezleri (AMATEM)’dir. Biz bu çalışmada ilimizdeki tek AMATEM polikliniğine ait 2018 yılı verilerini incelemeyi amaçladık.
Yöntem: Çalışma, 2018 yılındaki AMATEM başvurularının retrospektif olarak incelenmesi şeklinde gerçekleştirildi. Başvurulara ait cinsiyet, yaş ve madde kullanım özellikleri gibi bilgilere hasta kayıt sisteminden ulaşıldı.
Bulgular: Toplamda 401 başvuruya ulaşıldı. Başvuranların ortalama yaş 25.75±6.90 yıldı. Alkol kullanım bozukluğu başvurularında ortalama ya diğer tanılara göre anlamlı olarak yüksekti. Hastaların %89.6’sı 20-29 yaş aralığındaydı. Başvuruların %84.8’inin tanısı opiyat kullanım bozukluğu (OPKB)’ydı. Mükerrer başvuruları OPKB’de diğer başvurulara göre anlamlı olarak yüksekti. OPKB’de buprenorfin+naloksan reçetelenme oranı %77.6’ydı. İdrarda toksik taramada en fazla buprenorfin, buprenorfin+opiyat ve opiyat pozitifliği saptandı.
Sonuç: Bu çalışma, ilimizde opiyat kullanımının ciddi bir sorun olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.
Evaluation of AMATEM Data of Adiyaman Province: Data for 2018
Objective: The leading centers in the treatment of substance use disorder (SUD) in Turkey are the Alcohol-Drug Addiction Research Treatment and Training Centers (AMATEM). In this study, we aimed to examine 2018 data of the single AMATEM outpatients in Adiyaman.
Method: The study was conducted as a retrospective study of AMATEM applications within 2018. Information such as gender, age and substance use characteristics of the applications were obtained from the patient recording system.
Results: A total of 401 applications were reached. The mean age was 25.75±6.90 years. The mean age was significantly higher in patients with alcohol use disorder than in the other diagnoses. 84.8% of the patients were diagnosed with opiate use disorder (OUD). The repeated applications were significantly higher in OUD than in other applicants. The rate of prescribing of buprenorphine+naloxane in OUD was 77.6%. Buprenorphine, buprenorphine+opiate and opiate positivity was higher than other parameters in urine toxic screening.
Conclusion: This study is important in terms of revealing that opiate use is a serious problem in Adiyaman, Turkey.